Erkekte Meme Küçültme – Jinekomasti ile ilgili hastalarımın bana sıklıkla sorduğu soruları bu sayfada derlemeye çalıştım. Burada yer almayan sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz.
Op. Dr. Can İşler
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı
Hangi nedenlerle jinekomasti oluşur?
Jinekomasti fizyolojik, patolojik veya idiopatik nedenlerle oluşur.
Fizyolojik jinekomasti ne demektir ve hangi dönemlerde görülür?
Erkek memesinde görülen büyümenin normal (fizyolojik) sayıldığı 3 dönem vardır: Yenidoğan, ergenlik ve yaşlılık. Bu dönemlerin tümünde temel sebep, kadınlık hormonunun (östrojen) bir süreliğine erkeklik hormonundan (testesteron) daha yüksek değerlere ulaşmasıdır.
Yenidoğan dönemi: Yenidoğan bebeklerde %50 oranında görülür. Anne kanındaki yüksek düzeydeki östrojenin anneden plasenta yoluyla bebeğe geçmesi sonucu geçici olarak jinekomasti oluşur, bir süre sonra kendiliğinden düzelir.
Ergenlik dönemi: Ergenlik çağında (10-16 yaş) hormonlarda dalgalanmalar yaşanır. Östradiol miktarının testosterona oranla fazla miktarda olmasına, meme dokusu tek veya çift taraflı büyüme ve hassasiyetle yanıt verir.
Bu dönemde %50-75 oranlarında görülen jinekomasti, hormonlar dengelendiğinde normal haline döner; %75’i iki yılda, %90’ı üç yılda tamamen kaybolur. Geçici olması gereken bu durum, erkeklerin %4’ünde çeşitli nedenlerle kalıcı hale gelir.
Yaşlılık döneminde: Yaşlanmaya bağlı olarak testesteron düzeyinin düşmesi, östrojenin üretim yeri olan yağlı dokunun göğüslerde ve vücutta artması, aromataz enziminin aktivitesi ile androjen öncüllerinden (prekürsörlerinden) östrojen üretiminin artmasıyla, yaşlıların %40’ında jinekomasti görülür.
Genellikle çift taraflı olup, iki meme arasında asimetri olabilir. Tanı için, meme başı altında 2-3 cm çapında ağrılı, düzgün kontürlü sertlik palpe edilmelidir.
Hangi durumlarda patolojik jinekomasti görülür?
Çocukluk, ergenlik ve erişkin dönemlerinde, aşağıda belirtilen nedenlerden dolayı patolojik jinekomasti meydana gelir.
Kadınlık hormonunun (östrojen) arttığı durumlar:
Testis tümörleri
Erkeklik hormonunun (androjen) azaldığı durumlar:
Doğuştan olan nedenler:
Sonradan ortaya çıkan nedenler:
İlaç ya da madde kullanımına bağlı nedenler:
Mekanizması bilinmeyen diğer nedenler:
Tek taraflı jinekomasti nedenleri:
İdiopatik jinekomasti ne demektir?
Jinekomasti olgularının büyük çoğunluğu idiopatiktir, yani nedeni tam olarak bilinmemektedir. Yapısal ve genetik nedenlerle, altta yatan bir patoloji olmadan ortaya çıkar. İdiopatik jinekomastiden, androjen öncüllerinin (prekürsörlerinin) başta meme dokusunda olmak üzere aromatizasyonu sonucu östrojene dönüşmesi, gün boyu testesteron salgısının düşük olması ve meme dokusunun genetik olarak östrojene duyarlı olması gibi mekanizmalar sorumlu tutulmaktadır. Ergenlik çağında başlayan jinekomasti devam eder.
Jinekomastinin tanısı nasıl konur, hangi tetkikler gereklidir?
Öncelikle hastanın tıbbi hikâyesi alınırak sürekli kullandığı ilaçlar, alkol, eroin ve benzeri uyuşturucu madde kullanımı, kas kitlesini arttırmak için kullanılan anabolizan ilaçlar sorgulanmalıdır. Sonra genel fiziksel muyenesi yapılır. İdiopatik veya klasik jinekomasti, ergenlik döneminde başlayıp devam ederken, diğer nedenlerle oluşan patolojik jinekomastiler daha ileri yaşlarda ortaya çıkabilir ve tek taraflı görülme sıklığı daha fazladır. Fiziksel muayene sonucunda, jinekomastinin tek veya çift taraflı olduğu, sebebinin yağ dokusundan ya da göğüs dokusunun genişlenmesinden kaynaklandığını teşhis edebilir. Bu teşhisde kitlenin ultrason ile incelenmesinde yarar vardır.
Jinekomastili hastalarda LH, FSH, testosteron, östradiol, prolaktin ve beta-HCG gibi hormonlara bakılır. Meme dokusunda ani büyümesi olan orta yaşlı bir kişide, hormon salgılayan bir tümör olasılığına karşı, ilaveten tümör göstergeleri de incelenir. Bunun dışında hepatit, siroz, tiroid hastalıkları, akciğer hastalıkları, testis hastalıkları, böbrek hastalıkları olasılığına karşı gerekli kan ve idrar tetkikleri yapılır; tiroid, akciğer, karın ve testise yönelik, ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri uygulanır.
Jinekomasti ile erkek meme kanserinin ilişkisi var mıdır?
Jinekomasti olması meme kanseri riskini arttırmaz. Ancak meme başı altında ve kenarında ağrısız, düzensiz, hareketsiz kitleler şeklindeki, genelde tek taraflı olan jinekomasti, erkek meme kanserinin bulgusudur.
Tüm meme kanserlerinin sadece %1′i erkeklerde görülmektedir. Klinefelter sendromunda meme kanseri riski 60 kat artmaktadır. Meme kanseri düşünülen olgularda, mamografi ve ultrasonografi, ince iğne aspirasyon biyopsisi de yapılmalıdır.
Jinekomasti nasıl tedavi edilir?
Hastanın jinekomasti ameliyatı için uygun aday olup olmadığına karar verme sürecinde, cerrah yönlendiricidir. Jinekomastinin tedavisine, aşağıdaki değerlendirmeler yapılarak karar verilir:
Jinekomastiyi meydana getiren neden belirlenebilirse, öncelikle buna yönelik tedavi uygulanır; sonra jinekomasti tedavi edilir. Örneğin aşırı kiloya bağlı jinekomastide, cerrahi tedaviden önce ilk yapılması gereken, egzersiz ve diyet ile zayıflamaktır. Spor yaparak göğüs bölgesindeki yağların yakılması ciddi derecede zahmetli ve zordur. Bu nedenle ideal kilosuna ulaşan hastada, jinekomasti devam ediyorsa cerrahi tedavi uygulanır. Yine aşırı miktarda alkol tüketenler veya kas geliştirmek amacıyla steroid anabolizan kullananlar, öncelikle bu maddeleri kullanmayı bırakmalı; düzelme olmazsa cerrahi tedavi seçilmelidir.
Jinekomasti belirtileri ilk defa ergenlik çağında başladıysa, gerekli olan tetkikler yapılır. Memede büyümenin çapı 4 cm’den küçükse ve hastanın şikayeti yoksa, hiçbir tedavi uygulanmaz; sadece takip edilir.
Büyümenin çapı 4 cm ve üzeri ise veya 4 cm’den küçük, ama hastanın şikayetleri fazla ise, ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavisinde androjenler (dihidrotestesteron (DHT)), antiöstrojenler (klomifen sitrat ve tamoksifen), danazol (androjen miktarını arttırır) ve aromataz inhibitörleri (testolactone) kullanılır. Ancak bu ilaçlar, sadece son 12 ay içinde ortaya çıkmış jinekomastilerde etkilidir ve çok fazla yan etkileri vardır.
Memenin çapı 6 cm’den büyükse veya ilaç tedavisine rağmen büyüme devam ediyorsa cerrahi tedavi gereklidir. Genellikle tedavisiz veya ilaç tedavisiyle, ergenlik dönemindeki jinekomastinin % 75’i ilk 2 yıl içinde, % 90-95’i ilk 3 yılda normale döner. Bu nedenle hemen ameliyat yapmak doğru değildir.
Ergenlik döneminde görülen jinekomastinin % 5-10’u ise normale dönmez. Normale dönmeyen bu hastalarda, ergenlikten iki yıl sonra ameliyatı düşünmek uygun ve bilimsel olanıdır.
Ergenlik sonrası dönemde görülen erişkin jinekomastilerde beklemek genellikle bir sonuç vermez. Kendiliğinden düzelmeyen bu dönemdeki hastaların tamamına yakınında ilk seçenek cerrahi tedavidir.
Ergenlik döneminde olduğu gibi yaşlılardaki jinekomastide de, genellikle, gerekli olan tetkikler yapıldıktan sonra, cerrahi dışı tedavilerle izlemek yerinde olur.
Günümüz modern cerrahi teknikleri sayesinde jinekomasti, hızlı, etkili ve güvenilir bir biçimde tedavi edilebilmektedir. Cerrahide amaç sadece fazla dokuları almak değil, aynı zamanda ideal vücut şeklini ve simetriyi sağlamaktır.
Jinekomasti ameliyatı, alınacak dokunun ayarlanmasıyla, bu bölgenin simetrik ve şekilli bir göğüs yapısı yaratacak şekilde şekillendirilmesi ameliyatıdır. Modern cerrahi teknikler sayesinde, eskiden sık olarak görülebilen meme başı ve meme çevresi çöküklükleri neredeyse hiç gözükmemektedir.
Jinekomastinin cerrahi tedavisinde ameliyat öncesi dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Jinekomastinin nedeni tespit edilip ameliyat kararı alındıktan sonra gerekli hazırlıklar yapılır. Sürekli kullanılan ilaçlar, önemli rahatsızlıklar veya soğuk algınlığı, boğaz ağrısı doktora bildirilmelidir.
Bazı ilaçlar anestezi ile etkileşebildiğinden ya da yan etkileri olduğundan cerrahınızın bunları önceden bilmesi gerekmektedir.
Özellikle aspirin ve apranaks, voltaren, vermidon gibi benzeri ağrı kesici ilaçlar kanamaya yol açabileceği için, ameliyattan en az on gün önce kesilmelidir. Çok gerekliyse bu dönemde minoset, novalgin gibi ağrı kesiciler kullanılabilir.
Ginseng, ginko biloba, co-enzim Q gibi maddeler içeren multivitamin hapları, yeşil çay, keten tohumu, kiraz sapı, domates çekirdeği bitkisel ürünler, tüm zayıflama ürünleri de pıhtılaşma sistemini etkileyerek kanı sulandırdığı için, ameliyattan on gün önce bırakılmalıdır. Sigara kan dolaşımını ve yara iyileşmesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Bu nedenle ameliyattan önce ve sonra ikişer hafta boyunca sigara içilmemelidir. Ameliyat öncesi ve sonrasında estetik cerrahınızın önerilerine uymanız, göğüslerdeki iyileşmeyi olumlu yönde etkileyecektir.
Ameliyattan 8 saat önce katı ve sıvı gıda alımı kesilmelidir. Kan tahlilleri ve gereken testlerin yapılması, anestezi doktoru tarafından muayene edilmeniz, muayene sürecinde yapılan planlara uygun olarak çizimlerin yapılması ve fotografların çekilmesi için, ameliyattan birkaç saat önce önce hastanede olmanız gerekir.
Jinekomastinin cerrahi tedavisinde hangi anestezi yöntemi uygulanır?
Jinekomasti ameliyatı hastane ortamında, genel veya lokal ve sedasyon anestezi kombinasyonu altında uygulanır. Sedoanaljezi de denilen bu kombinasyonla, göğüslerde hafif bir dokunma hissine rağmen uyanık, ancak acısız bir ameliyat sağlanır. Anestezi yönteminin seçiminde, hastanın durumu, yaşı, jinekomastinin büyüklüğü, ameliyatın türü ve estetik cerrahın tercihi dikkate alınır.
Jinekomasti ameliyatı ne kadar sürer?
Jinekomastide ameliyat süresi, uygulanacak olan tekniğe göre 1 ile 2,5 saat arasında değişir.
Jinekomasti ameliyat yönteminin seçiminde neler etkili olur?
Muayene bulguları ve ultrason sonuçlarına göre cerrah, jinekomastinin derecesini ve özelliklerini saptar ve buna uygun olan cerrahi yöntemi seçer. Memenin büyüklüğü ve dokusunun yapısı ameliyat şeklini etkilemektedir.
Kabaca meme bezleri ve yağ dokudan oluşan memede, bu dokuların yoğunluğuna göre farklı ameliyat teknikleri uygulanır. Meme bezlerinde büyüme olan olgulara glandüler tip, yağ dokusunda artışın olduğu olgulara adipoz tip, her iki dokunun büyüme gösterdiği olgulara bileşik tip denir.
Jinekomasti, büyüklüğü ve ciltte yarattığı fazlalığa göre de üç derecede değerlendirilir:
1. derece: Meme halkası altında toplanmış, sert yapıda ve içeriğinde az yağ birikimi olan bir kitle vardır. Cilt fazlalığı yoktur.
2. derece: Meme halkasının dışına taşmış, yağ dokusu artmış, sınırları net olarak belli olmayan genel bir meme büyümesi vardır. Cilt fazlalığı olabilir veya olmayabilir.
3. derece: Memedeki büyüme koltuk altına dek uzanan genel bir yağlanma ile birliktedir. Cerrahi olarak çıkartılması gereken düzeyde bir cilt fazlalığı mevcuttur.
Jinekomastinin cerrahi tedavisinde uygulanan yöntemler nelerdir?
Erkeklerdeki meme büyümesinin cerrahi tedavisinde; liposuction ve eksizyon (sadece doku eksizyonu (açık veya endoskopik) veya deri eksizyonu ile birlikte) yöntemleri tek başlarına veya birlikte uygulanır.
Hangi durumlarda sadece liposuction uygulanır?
Jinekomasti vakalarının çoğu birinci (hafif) veya ikinci (orta) derecedir ve yağ dokusundan daha zengindir. Bu olguların düzeltilmesinde, günümüzde en sık tercih edilen yöntem olan liposuction yani yağ alma işlemi ile çok iyi sonuçlar alınır.
Sadece liposuctionla meme ve çevresindeki yağ dokusu ve meme dokusu istenilen biçimde şekillendirilir.
Liposuction uygulanacak bölgeye önce, alınması planlanan yağ miktarına eşit özel bir sıvı kokteyli enjekte edilir. Böylece kansız ve ağrı düzeyi minimal olan bir jinekomasti ameliyatı gerçekleştirilir.
Meme başı çevresinde iki ve koltuk altı bölgesinde bir 2-3 mm lik kesiler yapılır. Bu kesilerden vakuma bağlı özel kanüllerle girilerek jinekomastiye yol açan dokular çıkartılır. Kanüllerin girdiği 2-3 mm.lik yerde dikkati çeken bir iz kalmaz. Liposuction yöntemi ile deride olan sarkmalar da tedavi edilebilmektedir.
Yağ dışında meme dokusu da fazla ve yoğun olan hastalarda, ultrasonic liposuction (VASER) veya lazer liposuction kullanılabilir.
Jinekomasti ameliyatı ile birlikte liposuction yöntemiyle, özellikle bel ve karın bölgesindeki inatçı yağ fazlalıklarından da kurtulabilirsiniz. Böylece daha şekilli ve erkeksi bir vücuda sahip olabilirsiniz.
Hangi durumlarda eksizyon uygulanır?
Meme bezinden zengin glanduler jinekomasti var ise, çoğu zaman meme dokusunun açık cerrahi veya endoskopi yöntemleriyle çıkartılması gerekmektedir. Açık cerrahide meme başının alt bölümünde, meme başı-normal deri sınırında yarım daire şeklinde 2,5 cm’lik bir kesi yapılarak meme dokusu çıkartılır. Halk arasında kapalı ameliyat olarak bilinen endoskopi yönteminde, ışıklı kameralarla 1 cm.lik kesilerden girilerek meme dokusu çıkarılır. Kesi izleri 6 ay-1 yıl içinde belirsiz hale gelir.
Üçüncü derecedeki aşırı büyük ve sarkık jinekomastide, diğer işlemlerle birlikte farklı yöntemlerin kullanılması gerekebilir. Bu yöntemlerle meme başı küçültülür, ideal yerine getirilir ve elastikiyeti azalmış fazla deri dokusu çıkartılır. İşlemler sonucunda, meme başını çepeçevre saran veya anahtar deliği şeklinde iz kalabilir. Kalan izin belirginliği kişinin cilt yapısına göre değişir.
Hangi durumlarda liposuction ve eksizyon birlikte uygulanır?
Jinekomastide en sık görülen, meme dokusunun ve yağ dokusunun birlikte büyüdüğü bileşik tipdir. Bu tip jinekomastinin cerrahi tedavisinde önce liposuction ile yağlı doku aspire edilir; glandüler yapı ise meme başına yapılan kısa bir kesiyle veya endoskopik teknikle cerrahi olarak çıkartılır.
Ameliyatta sadece liposuction ile yağ dokusu çıkarılmışsa dren konulmaz. Ancak meme dokusu da çıkarılmışsa, ameliyat bölgesinde oluşabilecek kan ve serum sızıntıları önlemek amacıyla dren konulur. Ayrıca, yine dokunun çıkarıldığı bölgedeki sızıntıları önlemek ve derinin küçülmesini sağlamak amacıyla baskılı, sıkı bir pansuman yapılır.
Ameliyat sonrası hastayı neler bekler?
Ameliyat bitiminden yaklaşık yarım saat sonra odasına alınan hasta, birkaç saat içinde ayağa kaldırılıp dolaştırılır ve sıvı gıdalar almaya başlar. Hasta, doktorun tavsiyesine ve anestezi yöntemine bağlı olarak kendini de iyi hissediyorsa, aynı gün taburcu olabilir veya 1 gece hastanede kalır. Tedavide hafif ağrı kesiciler ve infeksiyondan korunmak için antibiyotik verilir. Ameliyatta dokuların altına uzun etkili lokal anestezikler verildiğinden, ilk gece hemen hiç ağrı olmamaktadır. Sonrasında 1-2 gün çok hafif ağrılar olabilmektedir.
Ameliyat bölgesinde ilk günlerde ödem, morluk, hassasiyet, uyuşma, batma, yanma hissi ya da kol hareketleriyle ağrı olabilir. Ancak bunlar beklenilen durumlardır ve hastanın günlük yaşantısını etkileyecek boyutlarda olmazlar. Üçüncü günün sonunda hızla iyileşmeye başlarlar. Sıvı birikimini engellemek için kolların kullanımı birkaç gün kısıtlanmalıdır.
3. gündeki ilk kontrolde baskılı pansuman açılır, dren konulduysa çıkarılır. Ameliyat bölgesini baskı altına almak için özel bir korse giydirilir. Hastanın 4-6 hafta süreyle kullanacağı bu baskılayıcı korse sayesinde, meme dokusu göğüs duvarında yeni yerine daha sıkı yapışır ve cilt fazlalıkları sıkılaşır ve gerilir. İlk kontrolden sonra hasta banyo yapabilir ve günlük yaşamına geri dönebilir.
Kendinden eriyen dikişler kullanıldığından, dikişlerin 7-10 gün sonra alınmasına gerek yoktur. Oluşan morluklar 10-15 gün içinde kaybolur, ödem ve sertlik ilk 3 hafta belirgindir. Şişliklerin bütünüyle ortadan kalkması, memelerin tam şeklini alması 3-6 ayı bulur.
Hasta, yaraları iyileştikten sonra ikinci haftada, hafif egzersiz ve yürüyüş yapabilir, havuza veya denize girebilir; ancak 1 ay sonra yüzebilir. Oluşan yara izlerini, güneşten en az 6 ay boyunca güneş koruyucu kremle korumalıdır. Buhar banyosu, solaryum, sauna ve sporlardan en az 4 hafta boyunca uzak durulması gerekir.
Sonraki kontroller özel bir durum olmadıkça 3. hafta, 3. ay, 6. ay ve 1. yılın sonunda yapılır.
Cerrahi tedavinin komplikasyonları nelerdir?
Tüm cerrahi işlemler gibi jinekomasti ameliyatı da belli riskler içerir.
Erken Dönem Komplikasyonları:
Kanama ve hematom: Hematom, ameliyat yarasının iç kısmında, deri altında kan birikimine denir. Kanama kontrolünün iyi yapılması ve biriken kan ve sıvıların dışarıya çıkmasını sağlayan drenlerin yerleştirilmesiyle bu riskin önüne geçilir. Nadiren görülür.
Seroma: Deri altında sıvı birikimine denir. Göğüs derisinin yapışması ve oluşacak sıvı toplanmasının azaltılması amacıyla ameliyat sonrası göğüs korsesi kullanılır.
Meme başı nekrozu (doku çürümesi), deri yaralanması: Aşırı büyük ve sarkık jinekomastide, meme başı küçültülüp yeni yerine taşınırken, meme başında nekroz denen doku kaybı ve/veya deri yaralanması oluşabilir.
İnfeksiyon: Ameliyatın steril koşullarda yapılması, ameliyat sırasında ve sonrasında koruyucu antibiyotik tedavisi sayesinde, infeksiyon nadiren görülmektedir.
Geç Dönem Komplikasyonlar:
Meme başı ve meme dokusunda duyarsızlık: Meme başı ve dokusunda hassasiyet azalması ve duyu kaybı oluşabilir; geçicidir, bir yıl içinde düzelir.
Kötü iz, renk değişiklikleri: İz, kişinin yara iyileşmesi özelliğine bağlıdır. Hastanın hipertrofik nedbe ve keloid oluşumuna yatkınlığı yoksa, liposuction yapılan vakalarda herhangi bir iz kalmaz. Doku çıkartılması için, memenin kahverengi kısmının alt yarısında yapılan yarım daire şeklindeki kesi iyileştiğinde çok az iz kalır.
Nadiren deri çıkartılması gereken durumlarda iz kalması kaçınılmazdır. Ameliyat yaz mevsiminde olmuşsa güneş ışınları deride renk değişikliğine neden olabilir. Güneş ışığından kaçınılması mümkün değilse, koruyuculuk oranı yüksek bir güneş kremi kullanılmalıdır.
Memenin şekli ile ilgili problemler: İki meme arasında büyüklük farkına bağlı asimetri, yetersiz ya da fazla küçültme, meme başı ve/veya göğüs duvarı düzensizliği. İyi bir planlama ve titiz bir cerrahi ile bu tür sorunlar en aza indirilir. Nadir görülen bu sonuçlar hastayı rahatsız edici düzeyde ise, ikinci bir işlem, yani revizyon yapılması gerekecektir.
Memenin yeniden büyümesi: Hastanın aşırı kilo alması (15-20 kg) durumunda göğüslerinde bir miktar büyüme olabilir, ancak hiçbir zaman ameliyat öncesindeki durumuna geri dönmesi söz konusu değildir.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Sıklıkla talep gören uygulamalarımız ve ameliyatlarımız