Meme büyütme ameliyatları ile ilgili hastalarımın bana sıklıkla sorduğu soruları bu sayfada derlemeye çalıştım. Burada yer almayan sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz.
Op. Dr. Can İşler
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı
Kısaca meme büyütme ameliyatı nedir?
Meme estetiği ameliyatları içerisinde en çok yapılanı olan meme büyütme ameliyatı; meme dokusunun altında hazırlanan bir boşluğa, uygun hacim ve şekilde meme protezlerinin yerleştirilmesi sonucu, memeye arzu edilen büyüklüğün, şeklin ve simetrinin kazandırılmasıdır. Meme büyütme ameliyatında; hasta seçimi, cerrahi teknik seçimi ve kullanılacak protezin seçimi uygun şekilde yapılırsa, sorunsuz bir girişim ve mükemmel bir sonuç ortaya çıkmaktadır.
Meme büyütme ameliyatına neden ihtiyaç duyulur?
Dişiliğin ve anneliğin sembolü olan memenin kadın hayatında çok önemli bir yeri vardır. Her kadın güzel görünümlü göğüslere sahip olmak ister. Estetik olarak güzel bir memenin, kadının görsel güzelliğine katkısı tartışılmazdır. Küçük memesi olan bir kadın, memesinin görünüşünden dolayı üzüntü duyar. Meme dokusunun küçük olması, giysi seçiminde büyük sıkıntılara neden olur. Giysilerin alt kısmı vücuda uygun olsa da üst tarafı uymaz, bikini ya da sportif üst giysiler giyerken kadın kendini rahat hissedemez. Bu üzüntü zamanla kendisini yetersiz ve eksik hissetme duygusuna dahi dönüşebilir. Kendisiyle aynı şikayeti olan kişiler dışındakilerin tam olarak algılayamayacakları bu duygu, ancak bu durum giderilince ortadan kalkar.
Bazı nedenlerle, genç kızlığa geçiş döneminde gelişmesi beklenen meme gelişimini tamamlayamaz ve sekonder seks karakterlerinden birisi eksik kalır. Bu nedenler genetik, ailesel olabilir; hormonal, polikistik over sendromu gibi bir takım hormonal hastalıklar olabilir; ya da bir neden bulunamaz. Hamilelik ve emzirme sonrasında, aşırı kilo verme sebebiyle veya menopoz sonrası da meme hacim kaybına uğrayabilir, sarkabilir. İşte bu durumlarda uygulanacak meme büyütme ameliyatı ile; vücut ile daha orantılı, daha dolgun, estetik olarak daha güzel görünümlü göğüsleri oluşturmak ve kişinin kendisine olan güvenini artırmak mümkündür. Meme büyütme ameliyatı, gelişim yetersizliği nedeniyle biri diğerinden daha küçük kalmış memede ya da meme kanseri nedeniyle bir göğsün alınması durumunda, simetriyi sağlamak amacıyla da uygulanabilir. Dolgunluğunu yitirmiş, gevşemiş ve ileri derecede sarkmış olan memeye uygulanacaksa, birlikte meme dikleştirme ameliyatı ile yapılmalıdır. Aksi halde gevşemiş olan meme dokusu, protezin üzerinden sarkma yapar.
Estetik cerrahide en iyi sonuçların alındığı ve hastaları en çok mutlu eden ameliyattır. Meme büyütme ameliyatı, yapıldıktan sonra kadınların “Neden daha önce yaptırmadım?” dediği bir işlemdir. Ancak meme büyütme ameliyatına karar veren kadının, bu kararın kendisine ait olduğundan emin olması gerekir. ‘Eş veya sevgili istiyor’ diye meme büyütme ameliyatı olmak kesinlikle yanlıştır. Bu ameliyat bozulan bir ilişkiyi düzeltmez.
Meme büyütme ameliyatının yapılma sıklığı nedir?
Meme büyütme ameliyatı günümüzde tüm dünyada ve ülkemizde en sık uygulanan estetik cerrahi ameliyatlarından biri haline gelmiştir. İlk kez 1963 de silikon meme protezlerinin kullanımıyla, bu alanda yeni bir çığır açılmıştır. Amerikan Plastik Cerrahi Derneği’nin (ASPS) istatistiklerine göre 2007 yılında bu ülkede, yaklaşık 350.000 meme büyütme operasyonu yapılmıştır. Meme büyütme ameliyatı sayısı 2000-2007 yılları arasında tam %97 oranında artış göstermiştir. Dünya genelinde 4 milyona yakın kadının meme protezi taşıdığı bilinmektedir.
Günümüzde meme büyütme ameliyatının bu kadar popüler olmasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
- Tıp alanındaki gelişmelerle birlikte ameliyat ve anestezi güvenliğinin artması, cerrahi tekniklerdeki gelişmeler, meme protezi teknolojisindeki ilerlemeler, operasyon sonrası sürecin daha rahat olması
- Hastanın memnuniyet düzeyinin ve estetik cerrah açısından cerrahi tecrübenin üst düzeylere yükselmesi
- Bilgiye ulaşımın kolaylaşması ve sonuçların görülmesi sonucu kişilerin bilinçlenmesinin artması
- Amerikan Gıda ve İlaç Daire Başkanlığı’nın (FDA) yoğun klinik çalışmalar sonucunda, silikon içeren meme protezlerinin herhangi bir hastalığa ya da kansere yol açmadığını tespit edip; 17.Kasım.2006 tarihinde, her türlü estetik girişimde kullanılabileceğini tüm dünyaya duyurup, kullanımını serbest bırakması. Bu duyuru sonrasında kadınların silikon meme protezine karşı olan önyargılarının ortadan kalkması.
Meme büyütme ameliyatını kimler yapar?
Meme büyütme ameliyatı, estetik ve plastik cerrahi uzmanları tarafından uygulanan bir işlemdir. Meme büyütme ameliyatı düşünen her hastanın başvuracağı hekim, kesinlikle bir estetik ve plastik cerrahi uzmanı olmalıdır. Alınan sonuçlar nedeniyle, hem hastayı hem de cerrahı çok mutlu eden ve bu nedenle plastik cerrahların yapmayı en sevdiği ameliyatlardan biri olan meme büyültme ameliyatı; maalesef tahmin edildiği kadar basit bir işlem değildir. Her cerrahın tekniği farklı olduğu için, birkaç cerrahta araştırma yapan hastanın kafasını tamamen karıştırabilen bir ameliyat çeşididir.
Meme büyütme ameliyatını olmak isteyenler kimlerdir?
Meme büyütme ameliyatını isteyen adayları 5 gruba ayırabiliriz:
- Birinci grupta; memeleri gelişimsel (genetik, hormonal, bilinmeyen nedenlerle) olarak küçük olan veya daha büyük memeye sahip olmak isteyen kadınlar yer alır.
- İkinci grupta; önceleri normal boyutta olan, ancak hamilelik ve emzirme, aşırı kilo alıp verme veya yaşın ilerlemesi sonucu, hacmini kaybeden ve içi boşalan meme sahip kadınlar yer alır. Bu gruptakilere, sadece meme protezi konularak memeyi toparlayıp dikleştirmek mümkün olmayabilir; gevşemiş deri ve meme dokusunu toparlayabilmek için, meme dikleştirme ameliyatını da eklemek gerekebilmektedir.
- Üçüncü grupta; gelişimsel olarak asimetrik memelere sahip olan kadınlar bulunur.
- Dördüncü grupta; çeşitli nedenlerle (yanık, kanser, kaza v.b.) memesini kaybetmiş kadınlar yer alır. Bu gruptaki hastalara yeniden meme kazandırmak için yapılan girişimler, “rekonstrüktif meme cerrahisi” adı altında toplanır.
- Beşinci grupta ise; tıbbi ya da kozmetik nedenlerle yerleştirilmiş meme protezlerinin (implantlarının) değiştirilmesini isteyen kadınlar yer alır.
Meme büyütme ameliyatı hangi yaştaki kadına uygulanır?
Meme büyütme ameliyatı, memenin gelişimini tamamlandığı 18 yaşından itibaren, sağlık durumu uygun her yaştaki kadına uygulanabilir. Genellikle gençlerde uygulanan bir yöntem olduğu kanısı, doğru değildir. Genç popülasyon ameliyat sayısının sadece %7 sini oluşturmaktadır. Meme büyütme ameliyatını, genellikle 30’lu ve üstü yaşlardaki kadınlar tercih ederler.
Meme büyütme ameliyatına uygun olmayanlar kimlerdir?
Hamile ve emziren kadına meme büyütme ameliyatı uygulanmaz. Emzirme kesildikten en az 6 ay sonra, meme büyütme ameliyatı yapılabilir.
Bilimsel yayınlarda, silikon meme protezlerinin romatizmal hastalıkları olan kişilerde, bu hastalığı arttırıcı etkisi olduğu ileri sürülmektedir. Bunun aksi ispatlanmadığı için; uzun yıllar kronik romatizmal hastalığı ve kollajen doku hastalığı olan kişilere, meme protezi ameliyatını yaptırmamalarını önermekteyim.
İlaçlarla memeler büyütülebilir mi?
Meme büyütme amacıyla kullanılan, birçok bitkisel tabletler ve kremler bulunmaktadır. Bu ilaçlar, doğal oldukları iddia edilse de, genellikle hormon içeren preparatlardır. Dolayısıyla vücudun hormon dengesini bozar, meme kanseri riskini de artırabilir. İlaçlar kullanıldıkları sürece meme dokusunda hafif bir ödem oluşturarak, çok az bir büyüme etkisi sağlayabilirler; ancak ilaç kesildiği anda meme tekrar eski haline döner. Sonuçta, ilaçlarla göğüsleri istenildiği hacimde ve kalıcı olarak büyütmek mümkün değildir.
Meme protezi nedir?
Meme protezi, birkaç milimetre kalınlığında silikondan yapılmış dış kılıfı olan bir torbadır. Meme protezi şekillerine göre yuvarlak (round) ve anatomik (damla); içinde bulundurdukları maddeye göre serum fizyolojikli (saline-filled) ve silikonlu; yüzey özelliklerine göre düz (smooth) ve pürtüklü (textured); yüksekliklerine göre ise yüksek (high), orta (moderate) ve düşük (low) profilli protezler olarak adlandırılırlar.
Tüm meme protezlerinin tabanları düzdür. Sadece serum fizyolojikli protezin tabanında, genellikle normal hacimlerinden fazla şişirildikleri için, yuvarlaklaşma oluşur. Protez tabanı aynı zamanda, diğer yüzeylere göre hafifçe daha kalındır ve biraz daha serttir. Ancak taban altta kalacağı için, dışarıdan hissedilmez ve sertliği sorun olmaz.
Uygun meme protezinin özellikleri nelerdir?
Uygun meme protezinin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
- Doku sıvısını geçirmeyecek özellikte olmalıdır.
- Kimyasal olarak zararsız (inert) olmalıdır; yani vücut içinde organizma ile kimyasal reaksiyona girmez, moleküler yapısı değişmez.
- İrritan olmamalıdır, yani vücutta inflamasyona (iltihabi reaksiyon) ve yabancı cisim reaksiyonuna neden olmamalıdır.
- Karsinojen olmamalı; yani kansere neden olmamalıdır.
- Allerjik olmamalıdır.
- Mekanik gerilimlere dayanıklı olmalıdır.
- İstenen form ve şekilde yerleştirilmeye uygun olmalıdır.
- Sterilize edilmeye uygun olmalıdır.
Şekillerine göre meme protezi çeşitleri nelerdir?
Meme protezi, şekillerine göre kabaca 2 gruba ayrılır:
- Yuvarlak (round) meme protezi: Yarım küre şeklindedir, orta kısmı en kalın yapıdadır. Yerleştirildikten sonra memenin üst yarısında da dolgun bir görünüm oluşturur. Daha çok kas altı plana yerleştirilir.
- Anatomik (damla, teardrop) meme protezi:Yağmur damlasına benzer, üst kısmı ince, alta doğru genişleyen yapıdadır. Yerleştirildikten sonra memenin alt yarısında dolgun bir görünüm oluşturur. Arzu edilen meme şeklini andırdığı için, direkt meme ile uyumlu bir şekil ve büyütme etkisinden faydalanılır. Düşük miktarda meme sarkmasının olduğu, yani ek olarak dikleştirmenin gerekmediği durumlarda kullanılır ve bu şekilde protezin memeyi dikleştirme etkisinden de faydalanılır. Anatomik meme protezi ise daha çok kas üstü plan için kullanılır. Kas altı plana yerleştirilirse, kasın proteze yaptığı baskı nedeniyle, dekolte bölümünde daha düşük miktarda büyütme etkisi sağlar. Ayrıca bazı nedenlere bağlı, protezin dönmesi ile oluşan şekil bozuklukları görülebilir. Yüksek profilli olanlarda ise bu problem daha nadir ortaya çıkmaktadır.
İçeriğine göre meme protezi çeşitleri nelerdir?
Meme protezi içinde bulundurdukları maddeye göre 2 gruba ayrılır:
- Serum fizyolojik içeren (saline-filled) meme protezi
- Silikon içeren meme protezi: 1.Sıvı silikon içeren meme protezi. 2.Kohezif jel silikon içeren meme protezi
Meme büyütme ameliyatı sonrası sizi neler bekler?
- Anesteziden uyanıldığında ağrı olmaz, genellikle hafif bir gerginlik hissedilir. Göğüslerin büyüdüğü hemen görülebilir ve hissedebilir.
- Göğsün üzerinde memelere gerekli olan baskıyı yapmak amacı ile, özel bir bant ve kuvvetlice sarılmış bir sargı olacaktır.
- Ameliyatta, protezin yerleştirildiği cepte oluşabilecek hafif sızıntıları dışarı alarak, oluşabilecek komplikasyonları önlemek amacıyla, dren denilen vakumlu bir sistem yerleştirilir. Bu drenler genellikle bir kaç gün içinde alınır.
- Ameliyattan 6 saat sonra sıvı gıdalar alınmasına izin verilir.
- Hastanede kalış süresi bir gündür. Sabah yapılan ameliyatlarda aynı gün taburcu olunabilir.
- Ameliyat sonrası ağrı, basit ağrı kesicilerle kolaylıkla kontrol edilebilir ve bir iki gün içinde çok azalır. Ağrının nedeni cildin kesilmiş olması veya dikiş atılmış olması değil, yerleştirilen meme protezinin çevre dokular üzerinde yarattığı gerginliktir. Meme protezi meme dokusu altına yerleştirilmişse, ameliyat sonrası ağrı az hissedilirken, kas altına yerleştirilmişse özellikle ilk 4 gün belirgin bir ağrı hissedilir. Omuz ve kol hareketlerinin kısıtlanması, ağrının azalmasına yardımcı olur, çünkü bu şekilde göğüs kası gevşek kalır. Kas altına yerleştirilmiş protezlerde ağrı, 1 hafta devam edebilir.
- Ameliyatı sonrası yorgunluk hissi 24-48 saatte düzelir.
- Ameliyat sonrası enfeksiyon gelişmemesi için, 7 gün boyunca düzenli olarak profilaktik antibiyotik kullanılır.
- Ameliyat sonrası ilk 4 gün ödemin, gerginliğin ve görülebilecek renk değişikliklerinin en yoğun olduğu dönemdir. Bu dönemin dinlenerek geçirilmesinde yarar vardır. 7. günden itibaren ödem, gerginlik ve olası renk değişiklikleri azalmaya başlar, hareketler kolaylaşır ve günlük yaşama dönülür, ama ağırlık kaldırılamaz.
- Ameliyat sonrası 4. gün göğsü çevreleyen sargı açılır ve pansuman sonrası sadece kesi yerine ince bir bant uygulanır. Daha sonra memenin büyüklüğüne uygun bir sporcu sutyeni giydirilir. Bu sutyen 3 hafta tüm gün, 3 hafta sadece gündüzleri giyilmelidir.
- İlk pansumandan sonra, yani 4. gün duş yapmaya izin verilir.
- 4-5 gün sonra, yorucu bir çalışmayı gerektirmiyorsa (masa başı, ofis işleri gibi) işe dönülebilir.
- 5-7 gün içinde ağır, yorucu ve uzun süreli olmamak koşulu ile her türlü aktiviteyi yapabilecek kadar iyileşme olur.
- 7 gün sonra araba kullanabilir.
- Kullanılan dikişler eriyense alınmasına gerek yoktur. Erimeyen dikiş kullanıldıysa 12.-14. günde ince bantla birlikte alınır. Dikiş yerine cerrahın verdiği krem 2 hafta sürülür.
- 10 gün boyunca kanamaya eğilimi arttıran aspirin ve benzeri ilaçlar, bitkisel ve vitamin tabletleri alınmamalıdır.
- 2 hafta boyunca sigara içilmemelidir.
- 2. haftada hafif yürüyüşlere başlanabilir. 4. haftada jogging yapılabilir.
- İyi bir iyileşmeye müsaade etmek için, aşırı aktiviteden ve kolları fazla yukarıya kaldırmaktan kaçınılmalıdır.
- 8. haftadan sonra fitness, tenis, yüzme gibi ağır sportif faaliyetlere başlanabilir.
- Etrafındaki doku iyileşmeden dışarıdan zorlamalar olursa, protez istenmeyen yönlere kayabilir ve asimetri oluşabilir. Bu nedenle ilk 1 hafta sırtüstü yatılmalıdır. Daha sonra hafifçe yan yatılabilir. 6 hafta kesinlikle yüzüstü yatılmamalıdır.
- 4. haftadan sonra cerrahın göstereceği masaja başlanır ve en az 6 ay süreyle uygulanır. Silikon protezin dış yüzeyi çok ince olmakla birlikte dış darbelere karşı oldukça dayanıklıdır. Buna rağmen masaj, dikkatli bir şekilde cerrahın önerdiği kadar yapılmalı; aşırı masaj uygulamalarının zararlı olabileceği unutulmamalıdır. Meme masajının doğru yapılması, ileride oluşabilecek kapsül kontraktünün önlenmesindeki en önemli aşamalardan biridir.
- 6. haftadan sonra güneşlenme, solaryum ve sauna ziyaretleri de yapılabilir.
- İyileşme sürecince kontrollerin aksatılmaması, oluşabilecek herhangi bir sorunun erkenden teşhis edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması açısından çok önemlidir.
- Her iki memedeki iyileşme süreci farklı olduğundan erken dönemde asimetri oluşabilir, ancak ödemler çözüldükçe durum düzelir. Başlangıçta çok da doğal olmayan bu görüntü, iyileşme süreci bitimi sonrası son derece güzelleşecektir. Şişlikler nedeniyle ilk bir iki ay göğüsler olduğundan %30 daha büyüktür. Memenin tam şeklini alması 4-6. ay sonunda olur.
- İlk zamanda memelerin hissiz veya tam aksine duyarlı olması beklenmeyen bir durum değildir.
Komplikasyon ne demektir, nasıl önlenir?
Komplikasyon, yapılan bir ameliyat veya müdahale sonrasında gelişen ve olması istenmeyen bir durumdur; olayın “komplike” olmasıdır. Her ameliyatın, anestezi dahil olmak üzere değişik komplikasyonları vardır. Komplikasyonların oluşmaması için önlemler alınmakta ise de ara sıra karşılaşılmaktadır.
Estetik girişimler, zorunlu ve acil ameliyatlar değildir; hayat kalitesini ve vücut imajını iyileştirmeyi hedefleyen ameliyatlardır. Özellikle, estetik girişimlerde komplikasyonları en aza indirmek için azami çaba gösterilir. Ameliyat öncesi tüm hastalar titiz bir şekilde incelenir. İnceleme sonucu bir risk tespit edilirse, hasta ile konuşulur ve gerektiğinizde ameliyat iptal edilir. Öncelik hastanın sağlığı, sonra estetik işlemlerdir.
Meme büyütme ameliyatının riskleri ve olası komplikasyonları nelerdir?
Hayatımızın her adımında ve her tıbbi girişimde olduğu gibi bu işlemin de riskleri ve olası yan etkileri mevcuttur. Neyse ki bunlar oldukça nadirdir; anestezi ve protez ile ilgili olabileceği gibi, doğrudan ameliyatın kendisinden dolayı da olabilir. Meme büyütme ameliyatında görülebilen komplikasyonları, erken, orta ve geç dönem komplikasyonları şeklinde sınıflandırabiliriz.
Erken dönem komplikasyonlar:
Hematom ve seroma, enfeksiyon, meme başı nekrozu, meme başı duyusunun değişmesi şeklinde özetlenebilir.
Ameliyat sonrası kanama ve buna bağlı hematom ve seroma oluşumu, %0,7 oranında düşük bir sıklık ile karşımıza çıkabilir.
Kanama konusunda, pıhtılaşma ile ilgili kontroller dışında, operasyon sırasında titiz bir kanama kontrolü yapılır ve güvenlik için dren kullanılır.
Tüm bunlara rağmen protez cebi içine kanama olursa, bu kanama kapalı bir ortam olduğundan, kendi iç basıncı sebebiyle bir süre sonra durur. Ancak oluşan hematom (kanamaya bağlı kan birikimi), yara iyileşmesini olumsuz etkileyeceğinden dolayı mutlaka boşaltılmalıdır.
Görülme sıklığı % 0,7 dir. Enfeksiyon olasılığına karşı, sterilizasyon ve koruyucu antibiyotik uygulaması en üst düzeyde uygulanır. Buna rağmen ameliyat yerinde veya göğsün diğer bölgelerinde gelişen, kızarıklık, akıntı, sıcaklık artışı ve artan ağrı enfeksiyon belirtileridir.
Genellikle ilk bir hafta içerisinde ortaya çıkar ve antibiyotik kullanımı ile kontrol altına alınabilir. İnatçı enfeksiyon gelişmesi halinde, ek olarak protez cebi lokal anestezi altında antibiyotikli çözeltiler ile ameliyathane şartlarında yıkanarak temizlenir. Buna rağmen enfeksiyon geçmez ise, protez yerinden çıkarılır ve enfeksiyon geçene kadar antibiyotik tedavisine devam edilir. Meme protezinin yeniden yerleştirilmesi için, enfeksiyon sonra 6-12 ay beklenmelidir.
Oluşabilecek en kötü komplikasyon, dolaşım bozukluğuna bağlı gelişen meme başı nekrozudur (doku ölümü). Kısmi kayıplarda, meme başının mükemmel iyileşme gücüne bağlı olarak şaşırtacak derecede düzelme görülebilir. Ancak aşırı sigara kullanımı, şeker hastalığı, iyileşme sırasında enfeksiyon gelişimi gibi nedenlerin bir araya gelmesi sonucu, meme başının tam kaybı gözlemlenebilir. Bu durumda meme başı, cerrahi bir müdahale ile yeniden oluşturulur.
Meme başının duyulanmasını sağlayan sinirler iki yerden gelirler. Bunlardan biri, 4.-5. kaburgalar arasından çıkarak doğrudan meme başına gelen sinir, diğeri ise çevredeki doku aracılığı ile gelen sinirlerdir. 4.-5. kaburgalar arasından gelen sinir, hazırlanan meme protezi cebinin tam ortasında yer aldığından, cep açılırken feda edilmek zorundadır.
Sonuçta ameliyat sonrası meme başı, duyulanmasını çevresel dokudan sağlar.
Ameliyat sonrası gelişen ödeme ve protezin meydana getirdiği gerginliğe bağlı olarak, meme başında geçici his kaybı olabilmektedir. His kaybı ortalama 6-12 ay sürebilir; nadiren de kalıcı olabilir. Önerilen boyuttan büyük meme protezi uygulandığında ve meme başından (areoladan) yapılan girişimler bu riski arttırır.
Orta dönem komplikasyonlar:
Meme protezinin -özellikle anatomik şekilli protezin- yer değiştirmesi ve dönmesi, meme protez sınırlarının dışarıdan fark edilmesi ve meme asimetrisi şeklinde özetlenebilir.
Ameliyat sonrası meme protezi etrafında bağ dokusundan bir kılıf (kapsül) oluşur ve bu kılıf protezi uygun pozisyonda tutar. Kılıfın oluştuğu dönemde, aşırı fiziksel aktivitelerden kaçınılmalı, uygun bandaj ve sutyen kullanılmalıdır. Bu dönemde yüz üstü yatılması ve aşırı fiziksel aktivite (kolların aşırı kullanılması, cinsel aktivite, spor v.s.) nedeniyle, protez çok hareket eder ve geniş bir kapsül oluşur. Oluşan geniş kapsülde, protez yanlara ya da yukarıya doğru yer değiştirebilir veya dönebilir. Asimetrik görünüm oluşturabilecek bu durumun düzeltilmesi için ikinci bir ameliyat gerekir.
Serum fizyolojik içeren (saline-filled) meme protezinin özellikleri nelerdir?
Serum fizyolojik içeren (saline-filled) meme protezinin üstünlükleri şunlardır:
- Göbek deliği çevresi (periumbilikal) ve koltukaltı (aksiller) kesilerinden rahatlıkla yerleştirilir.
- Eğer meme protezi vücut içinde herhangi bir şekilde zedelenirse, içindeki tuzlu su (serum fizyolojik) meme için herhangi bir sorun yaratmaz; vücut tarafından emilebilir. Gerçi günümüzde kullanılan silikon jel meme protezi de zedelenirse herhangi bir problem yaratmaz; çünkü içindeki silikon jel şeklindedir; dağılıp akmaz ve olduğu yerde kalır.
Serum fizyolojik içeren (saline-filled) meme protezinin dezavantajı şudur:
- Tüm teknolojik gelişmelere rağmen, protezin içindeki serumun zamanla, port denilen bölümden (buradan tuzlu serum protezi içine doldurulur.) dışarı sızdığı görüşü hala varlığını korumaktadır. Bu nedenle protez hacim kaybına uğrar, protezin dış yüzeyinde katlantı oluşur. Oluşan katlantı hasta tarafından deri altında hissedilir. Yapılan bazı çalışmalarda, ameliyattan sonraki 6 ay içinde protezin hacminin %10-20 azaldığı ortaya konmuştur.
- Ameliyat sonrası erken dönemde, eğer içinde hava kalırsa hafif bir çalkantı sesi gelebilir. İlerleyen zamanda bu durum geçecektir. Ancak protez içindeki serum dışarı sızarsa, çalkantı sesi kalıcı olur.
- Serum fizyolojik, (tuzlu su) sıcaklık değişimlerinde ısı iletimine neden olduğu için, soğuk havada memede soğukluk hissedilmesine neden olabilir.
Silikon içeren meme protezinin özellikleri nelerdir?
Silikon içeren meme protezlerinin, içerdikleri silikonun kıvamına göre 2 çeşidi vardır:
- Sıvı silikon içeren meme protezi: Sıvı silikon akıcı özellikte ve yumuşak kıvamlıdır. Sıvı silikonun yumuşak kıvamı, memenin yumuşaklığına yakındır. Bu nedenle meme dışarıdan muayene edildiğinde, sıvı silikon içeren meme protezinin varlığı daha az hissedilir ya da hiç hissedilmez. Ancak sıvı silikon içeren meme protezi herhangi bir sebepten dolayı zedelenirse dışarıya sızan silikon, vücutta bulunduğu bölgeden çevreye doğru dağılır. Cerrahi bir girişim ile dokuların temizlenmesi gerekir.
- Kohezif jel silikon içeren meme protezi: Kohezif jel silikon, sıvı silikondan daha koyu kıvamlı ve katıdır, bu nedenle akıcı özelliği yoktur. Kohezif (cohesive: birleşmiş, yapışmış, uyum sağlayan) özellik, jel partiküllerinin birbirine yapışık durmasını sağlar. Dolayısıyla bu tip meme protezi herhangi bir sebepten dolayı delinirse, içerdiği jel silikonun sızarak bulunduğu bölgeye yayılma ihtimali daha azdır. Kohezif özellik I, II, III olarak derecelendirilir. Derece arttıkça jelin ve dolayısıyla protezin sertliği artar. Sıvı silikona göre jel silikonun kıvamı daha koyu ve sert olduğundan, meme dışarıdan elle muayene edildiğinde, bu tip protezin varlığı bir miktar hissedilebilir.
Silikon jel içeren meme protezinin üstünlükleri şunlardır:
- Daha doğal görünümün elde edilmesi
- Dokunma ile doğal meme hissinin alınması
- Isı iletimi yapmadığı için, soğuk ya da sıcak havada ısı farkı hissedilmemesi
- Çeşitli CPG meme protezi türleri ile, halk arasında damla olarak bilinen anatomik meme protezlerinin kullanımına izin vermesi
- Meme dokusu altına (subglanduler) yerleşime olanak vermesi
- Kapsül kontraktürü gelişmesi riskinin az olması
- Meme protezinin dışarıdan belli olma ihtimalinin daha az olması
- Meme protezin patlama olasılığının daha az olması
Yüksekliklerine göre meme protezi çeşitleri nelerdir?
Meme protezi yüksekliklerine göre 3 gruba ayrılır:
- Yüksek profilli meme protezi
- Orta profilli meme protezi
- Düşük profilli meme protezi
Profiline göre protez seçiminde kadının göğüs çapının genişliği büyük önem taşımaktadır. Özellikle dar göğüs çapına sahip kadında yüksek profilli meme protezi tercih edilirken, geniş göğüs çapına sahip kadında, taban genişliği daha fazla olan orta profilli meme protezi tercih edilir.
Tüm bu özelliklere göre kaç çeşit meme protezi vardır?
Hastalar tarafından yuvarlak ve damla olarak bilinen meme protezi çeşitleri aslında kendi aralarında; protezin içeriği, yüzeyi, yüksekliği ve profiline göre pek çok tipe ayrılır. Günümüzde artık, 4-5. nesil meme protezleri kullanılmaktadır. Üretim ve kalite standartlarının yükselmesi, protez kalite ve dizaynlarının ilerlemesi, sıkı ve yapışkan (kohezif) silikon jellerin üretimi ve kılıf yüzeyi dokularının sağlamlaştırılması sayesinde, meme protezleri kaliteli ve güvenli hale gelmişlerdir.
Meme büyütme ameliyatında serum fizyolojik içeren (saline-filled) meme protezi mi, silikon içeren meme protezi mi kullanılmalıdır?
ABD’ de uzun yıllar sadece tuzlu su içeren (serum fizyolojik içeren, saline-filled) protez kullanılmıştır. Akıcı olmayan kohezif jel silikon içeren protezin kullanımına ise, son yedi yıldır. Amerikan Plastik Cerrahi Birliği’nin araştırmasına göre 2008 ile 2009 yılları karşılaştırıldığında, tuzlu su içeren protezin kullanımı %17 azalırken, silikon jel içeren protezin kullanımı %8 artmıştır.
FDA tarafından, jel içeren protezin estetik meme büyütme ameliyatında kullanımına onay verilmemesinin sebebi; protezin zedelenmesi halinde, jel silikonun doku içine akması, dokulara bulaşması idi. Tuzlu su içeren protez zedelendiğinde ise, tuzlu su (serum) vücut tarafından emileceğinden dokuları kirletmez. Son yıllarda hafızalı, lokum kıvamında, akıcı olmayan kohezif jel silikon içeren protezin üretilmesiyle, bu problem ortadan kalkmış ve FDA de tip protezin estetik meme büyütme ameliyatında kullanımına 2006 dan beri onay vermiştir.
Kohezif jel silikon içeren meme protezinin kullanımı son yıllarda giderek artmaktadır. Günümüzde Avrupa’da ve Türkiye’de kullanılan protezlerin %90’dan fazlası silikon jel içeren protezlerdir. Bunda FDA’ın bu tür proteze onay vermesinin ve bu protezin daha doğal görünmesinin payı büyüktür. Kohezif jel silikon içeren protez, görünüş ve kıvam olarak meme dokusuna daha yakın özelliktedir; tuzlu su içeren protez ise daha seyreltik ve gevşektir. Ayrıca tuzlu sulu içeren protezin hacmi, ameliyattan sonraki 6 ay içinde %10-20 azalabilmektedir.
Meme büyütme ameliyatında, yuvarlak meme protezi mi, damla (anatomik) meme protezi mi tercih edilmelidir?
Güzel bir kadın göğsü damla şeklinde midir, yoksa üzeri kubbe şeklinde yuvarlak mıdır? Eminim çoğu cevap, damla şeklindedir olacaktır. Bence ikisi de doğrudur. Güzel bir kadın göğsü ayakta iken damla şeklindedir; ancak yattığı zaman kubbe gibi yuvarlaktır. Göğüsler ayakta iken yerçekimi etkisiyle aşağı doğru sarkarak damla şeklini alırlar; yatarken ise yerçekimi tüm göğüslere eşit etki yaptığı için, kubbe gibi yuvarlaktırlar.
Yuvarlak meme protezi de, tabanı üzerinde düz bir zemine koyduğumuzda, üstü kubbe gibi durur; dikey olarak tuttuğumuzda ise, içindeki jelin yerçekimi ile aşağı doğru toplanması sonucu damla şeklini alır. Dolayısıyla güzel bir kadın göğsünü taklit eder.
Damla (anatomik) meme protezi ise, gözyaşı damlası şeklindeki formunu her pozisyonda korur; çünkü içindeki jel oldukça koyu kıvamlıdır, dış kılıf da daha serttir.
Yuvarlak meme protezinin üst yarısının, damla proteze göre daha dolgun olmasının, estetik olarak doğal olmayacağına yönelik yaygın bir ön yargı vardır. Oysa yuvarlak protez uygun büyüklükte seçilirse, son derece doğal durur. Ayrıca kas altına yerleştirilmiş yuvarlak protezin üst kısmı, kasın oluşturduğu bastırıcı etki sayesinde, kas üzerine yerleştirilmiş damla protez görüntüsü oluşturur.
Damla şeklinde olan protezin alt yarısı dolgun, üst yarısı ise incedir. Göğüs içine yerleştirildiğinde de, memenin alt kısmını daha dolgun olarak gösterir.
Meme protezinin şeklini seçerken, mevcut memenin büyüklüğü, dolgunluğu ve gevşeklik derecesi göz önüne alınmalıdır. Küçük, sarkmamış bir memede, aşırı büyük olmayan yuvarlak bir protezi tercih etmekle sonra derece doğal bir sonuç elde edilir. Meme hafif gevşemiş ve meme dokusu alt kısımlara doğru birikmişse, damla protez tercih edilebilir. Damla protezin alt yarısı daha dolgun olduğu için, memenin alt tarafındaki gevşekliği ve buna bağlı birikimi daha iyi toparlar.
Meme protezinin güvenilirliği nedir?
Meme protezi fiziksel açıdan son derece sağlamdır. Laboratuarda silikon implantların üzerine onlarca kiloluk yükler farklı yüksekliklerden bırakılarak, dayanıklılıkları test edilir. Bu, yapılan birçok testten sadece biridir. Eğer proteze iğne batırılırsa, kohezif yoğun silikon jel delikten dışarı akmaz. Protez sıkıldığında, delikten dışarı doğru meyleden az miktarda jel, protez gevşediğinde tekrar kılıfın içine girer. İmplant ortadan ikiye kesilse bile, kohezif jel yine akmaz ve şeklini korur.
Meme protezinin silikondan yapılmış kılıfı marka ve modeline göre 5 ila 7 katmandır; çeşitli fiziksel ve kimyasal etkilere karşı yüksek bir direnç gösterir.
Meme protezi yapımında kullanılan silikon nedir?
Silikonun temel yapıtaşı “silisyum (Si)” atomudur. Silisyum, yeryüzünde oksijenden sonra en fazla bulunan elementtir. Yerkabuğunun %28’i silisyumdan meydana gelmiştir; doğada kum, kaya ve kuartzda, yiyeceklerden patates ve tam tahıllı ürünlerde bulunur. İnsan vücudunda 20 mg/kg silisyum vardır; silisyum eksikliği, kemiklerde gelişim bozukluğuna yol açar.
Silisyum ve oksijenin değişik sıralama halindeki kombinasyonlarına “siloksan (siloxan)” denir. Siloksandan oluşan zincirlere ise “polisiloksan”, yani silikon denir. Silikon hidrojenle değişik kombinasyonlarda birleşerek yağ, jel ve sıvı şekline dönüşebilmektedir.
Kısa zincirlerden oluşan silikon yağ şeklindedir; gıda sanayisinde şeker ve sebze ürünlerinin yapımında, köpük oluşumunu azaltıcı özelliklerinden dolayı kullanılır. Yine aynı özelliği nedeniyle, çocuklarda barsak gaz ağrısını gidermek amacıyla verilir (simetikon).
Silikon elastomerde 3 boyutlu ağı oluşturan bağlar çok yoğundur. Bu özelliğiyle, gıda endüstrisinde yiyeceklerin üzerini kaplamak ve böylece bunların birbirine yapışmasını engellemek amacıyla kullanılır. Meme protezinin kılıfı da silikon elastomerden yapılır.
Silikon -70°C ile +250°C arasında yapısal özelliklerini koruyabilmektedir.
Meme protezi neden silikondan imal edilir?
Meme protezinin yapımında silikonun tercih edilmesinin başlıca nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:
- Molekül yapısı ile oynanarak pek değişik şekillerde üretilebilmekte ve sıvıdan katıya doğru pek çok kıvama dönüştürülebilmektedir.
- İnert bir maddedir, yani vücut içine yerleştirildikten sonra organizma ile kimyasal reaksiyona girmez, moleküler yapısı değişmez.
- Kolaylıkla sterilize edilebilir.
- Vücutla çok iyi uyum gösteren, zararlı olmayan bir maddedir. Vücut silikonu yabancı bir madde olarak görmez ve dışarıya atmaya çalışmaz; yani vücut içine yerleştirildiği zaman diğer materyallere gösterdiği tepkiyi göstermez ve silikonu kendinden bir parça gibi kabul eder.
- Dokunmada verdikleri his ve hareket özellikleri açısından insan yumuşak dokusuna son derece benzer.
- Çok dayanıklıdır, uzun yıllar hiç bozulmadan kalır.
Silikon meme protezi vücuda zararlı mıdır? Silikon kanser yapar mı?
A.B.D.’de geçtiğimiz 25 yılda, yazılı ve görsel basın, avukatlar, çeşitli sosyal gruplar ve FDA (Food and Drug Administration-Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu) aracılığı ile silikon meme protezine karşı bir kampanya başlatılmış ve özellikle silikon jel meme protezinin birtakım bağ dokusu hastalıklarına (konnektif doku hastalığı), romatizmal hastalıklara ve meme kanserine neden olduğu; süt veren annelerde ise zararlı olduğu ileri sürüldü.
FDA (Amerika’da insanlarda tedavi amaçlı olarak kullanılan ilaçları, protezleri, cihazları tedaviye uygunluk açısından değerlendirip onaylayan kuruluş) bu söylentiler nedeniyle 1992 yılında, silikon dolgulu meme protezinin kullanılmasını, meme rekonstrüksiyonu ve uzun dönemli klinik çalışmalara katılan az sayıda meme büyütme hastaları dışında yasakladı, sadece izotonik serum dolgulu meme protezi kullanımına izin verdi.
Son 50 yıl içinde silikon ve silikon içeren çeşitli protezler hakkında 2000 den fazla çalışma yayınlanmıştır. Ancak bahsedilen zararların hiçbiri, yapılan çalışmalarla bilimsel olarak kanıtlanmamış, bu ilişkilerin var olmadığını birçok kez gösterilmiştir. 1995 yılında Kanada’da 11.000 hasta üzerinde yapılan ve bugüne dek yapılmış en fazla hasta sayısına sahip bir araştırmada; meme büyütme ameliyatı uygulanmış hastalardaki meme kanseri görülme oranı, meme protezi olmayan hastalarla karşılaştırılmış ve sonuçta meme büyütme ameliyatı uygulanan hastalardaki meme kanseri görülme sıklığında genel nüfusa oranla istatistiksel olarak belirgin fark olmadığı saptanmıştır. 1999 yılında, Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi Tıp Enstitüsü tarafından yapılan 2 yıllık bir araştırmada, silikon jel meme protezi ile meme kanseri ve romatizmal ve bağ dokusu hastalıkları arasında hiçbir ilişki bulunmadığı, meme protezinin anne karnındaki ve meme emen bebek için bir tehlike oluşturmadığı sonucuna varılmıştır. Amerika’da yapılan çok merkezli başka bir çalışmada (5000 meme protezi olan, 5000 meme protezi olmayan kişi), son 20 yıl içinde meme protezi taşıyanlarda meme kanseri görülme oranı, meme protezi olmayanlara göre daha düşük çıkmıştır.
FDA, silikon jel içeren meme protezinin kanser yapıp yapmadığına dair yıllarca üniversite hastanelerinden veri toplamış ve nihayet 17.Kasım.2006 tarihinde, silikon jel dolu meme protezlerinin kullanımına tekrar onay vermiştir.
Silikon meme protezi otoimmun hastalıklara neden olur mu?
1988 yılında meme protezi bulunan bir hastada skleroderma teşhis edilmesi ile, silikon protezin otoimmün hastalıklarla bir ilişkisi olup olmadığı sorusunu gündeme gelmiştir. Daha sonra silikon meme protezi olan bazı kadınlarda, belirtileri otoimmün sistem hastalıklarından sistemik lupus eritemotozusa, romatoid artrite, sklerodermaya veya artrit benzeri durumlara benzer hastalıklar bildirilmiştir.
Ancak bugüne kadar, silikon jel ya da serum ile dolu silikon meme protezi olan kadınlarda bu hastalıkların artış riskine ilişkin bilimsel bir delil bulunamamıştır. Daha önceden bağ dokusu hastalığı olanlarda, silikon meme protezinin hastalık üzerine etkisi bilinmemektedir.
Meme protezli hastalarda, anti-silikon antikorlarla hastalık arasında bir ilişki kanıtlanamamıştır. Meme protezinin ve doku kapsülünün çıkarılmasının, otoimmün hastalığın önlenmesi ya da gidişinin etkilenmesi açısından ilişkili olduğuna dair de yeterli bilgi yoktur.
Sutyen bedeni ne demektir, meme büyütme ameliyatı ile değişen nedir?
Meme büyütme ameliyatını planlarken, mevcut sutyen ve meme büyüklüğünüzü ve ameliyat sonrası beklentinizi rakamsal olarak tespit etmek önemlidir. Sutyen bedeni 2 değerden oluşur; beden ölçüsü ve cup ölçüsü (cup size). Beden ölçüsü göğüs kafesinin çevresini, cup ölçüsü ise memenin büyüklüğünü gösterir. Beden ölçüsü rakamlarla (75, 80, 85 vb.), cup ölçüsü harflerle (A, B, C, D, DD) belirtilir. A harfi, aynı beden ölçüsündeki sutyen için en küçük meme büyüklüğünü, DD ise en büyük meme büyüklüğünü ifade eder.
Meme büyütme ameliyatı, kadının göğüs kafesi çevresini değiştirmez, memenin büyüklüğünü değiştirir. Dolayısıyla ameliyat sonrası sutyen numarası aynı kalır, cup ölçüsü ise artar. Örneğin göğüs çevresini gösteren sutyen numarası 80 ise yine 80 kalır; meme büyüklüğünü gösteren cup ölçüsü A ise B, C veya D olur.
Göğsünüze uyan sutyen bedenini nasıl ölçebilirsiniz?
Sutyen bedenini ölçme yöntemi çok basittir: Giysinizi ve sutyeninizi çıkartarak bir aynanın önüne geçin. Bir mezura ile sırttan öne doğru meme alt kıvrımından geçecek şekilde, göğüs kafesinizi çevreleyin ve ölçün. Bulunan bu ilk değer, sutyenin beden ölçüsüdür. (75, 80, 85 vb. gibi) Daha sonra mezurayı sırttan öne doğru memelerinizin üstünden, tam meme başından geçecek şekilde çevreleyin ve ölçün. Elde edilen iki değer arasındaki fark, cup ölçüsünü verecektir. Bu fark: 11 cm’e kadar ise A Cup.
- 13 cm’e kadar ise B Cup
- 15 cm’e kadar ise C Cup
- 17 cm’e kadar ise D Cup
- 19 cm’e kadar ise DD Cup
- 21 cm’e kadar ise E Cup
- 23 cm’e kadar ise F Cup dır.
Meme büyütme ameliyatı ile artırdığımız değer bu cup ölçüsüdür. Bu nedenle ameliyat sonrasında elde edeceğimiz büyüme miktarını belirlemek için cup değerini kullanmamız gerekir. Genellikle memede 1 cup büyümeyi sağlamak için, 150-175 cc.lik bir meme protezi gerekir. Örneğin A cup bir memeyi C cup’a büyütmek istiyorsak, 300-350 cc.lik bir protezin yerleştirilmesi gerekir. Bu arada, eğer meme protezi kas altına yerleştirilecekse, planlanandan %10 daha büyüğünü kullanmak gerekir; çünkü kasın baskılama gücü protezin memeyi büyütme etksini %10 kadar azaltır.
Sutyen bedenleri 5 cm.lik birimler haline yükselir. Bu nedenle, göğüs kafesinin çevresini ölçerek bulduğunuz beden ölçüsünü, 5 in katlarına tamamlamalısınız. Örneğin beden ölçünüz 73 ise, kullanacağınız sutyenin beden ölçüsü 75 olmalıdır. Meme başından geçen çevrenizin de 86 cm olduğunu varsayalım. İki ölçü arasındaki fark 13 cm. (86-73) olacağından cup ölçünüz B olmalıdır. Sonuçta bu ölçümlere göre, sutyen bedeniniz 75B’dir.
Ülkemizde satılan sutyenlerin büyüklüğü nasıl ifade edilir?
Ülkemizde sutyenler genellikle 70-75-80 vb olarak adlandırılmaktadır. Bu değerler sutyenin beden ölçüsüdür, cup ölçüsü belirtilmemiştir. Bu durumda genellikle, bir kadın memesi ortalama B cup olarak kabul edildiği için, sutyenin cup’unu B olarak kabul etmek gerekir.
Meme büyütme ameliyatı sonrası ‘doğal’ bir sonuç nasıl elde edilir?
Meme büyütme ameliyatı sonucunda doğal bir göğüs elde edilmesi için öncelikle, kadının vücut yapısına uygun büyüklükteki meme protezi seçilmelidir. Büyüklük yanında protezin ölçüleri ve şekli de önemlidir. Protezin taban çapının, yüksekliğinin (kısa, orta, uzun), projeksiyonun (basık, orta, kabarık) ve şeklinin (anatomik, yuvarlak) kadının göğüs yapısına uygun olması, yüzeyinin pürtüklü ve içinin silikon jel olması, sonucun doğal görünüme katkıda bulunacaktır. Son olarak dikkat edilmesi gereken nokta, seçilen meme protezinin, o kadın için en uygun anatomik alana yerleştirilmesidir.
Meme büyütme ameliyatında ideal meme büyüklüğü nasıl belirlenir, meme protezinin büyüklüğü ve şekli ne olmalıdır?
Genel vücut yapısı ve ölçüleri: Hastanın boyu ve kilosu, omuz ve göğüs genişliği, bel ve kalça çevresi genişliği protezin seçiminde önemlidir. Uzun boylu veya kilosu fazla olan bir hastaya, daha büyük protezler konulabilir. Kısa boylu bir hastada D cup meme rahatsız edici bir görüntü verebilirken, uzun boylu bir hastada B cup meme çok küçük görünebilir. Yine boyu 150 cm. olan ince yapılı bir hastada 225 ml.lik bir protez son derece doğal bir görünüm oluşturabilirken, aynı büyüklükteki protez, boyu 180 cm. olan iri yapılı bir hastada çok küçük kalabilir.
Göğüs kafesi şekli: Göğüs kafesi şekli ve vücuda göre göğüs kafesi uzunluk oranı, diğer önemli noktalardır. Bazı hastalar uzun boyludur, ancak göğüs kafesleri dardır. Hasta kısa boyludur, ama geniş bir göğüs kafesine sahiptir. Çoğunlukla doğuştan, göğüs kafesinin ön-arka çapta içeri doğru dönük (pectus excavatus) veya dışarı doğru çıkık (pectus carinatum) olabilir.
Meme büyüklüğü: Hastada yeterli büyüklük ve miktarda meme dokusu varsa, protez büyüklüğünün seçiminde daha rahat davranabiliriz; çünkü mevcut meme dokusu protezi yeterince örter. Aksine meme dokusu çok az ise, uygulanacak çok büyük bir protez dışarıdan fark edilir; çünkü mevcut meme dokusu protezi yeterince kaplayamaz. Açıklanan paradoksal görülse bile gerçek budur.
Memenin sarkıklık oranı: Meme büyütme ameliyatı, hafif sarkmış memenin dikleşmesine de yardım eder. Dual plan yerleşim yöntemiyle, mastopeksi ameliyatına gerek duyulmadan memede yeterince dikleştirme sağlanabilir. Ancak bu durumda, memenin sarkıklığına göre daha büyük protezin uygulanması gerekir. Öte yandan, büyük protezin oluşturacağı ağırlık nedeniyle ileriki dönemde sarkma görülmesi kaçınılmazdır. Paradoksal da görülse gerçek budur; meme protezi yeterince büyük olmazsa meme sarkık görünür, meme protezi çok büyük olursa meme ileride yine sarkar. O halde meme protezinin büyüklüğünün kararı, ameliyat sırasında optimal büyüklüğü belirleyecek olan estetik cerraha bırakılmalıdır.
Memenin büyüklük yönünden asimetrisi: Çoğu kadının memesi asimetriktir ve bu son derece doğaldır. Adet döneminde daha belirgin bir hal alan bu hacim farkı, çok belirgin değilse düzeltmeye gerek yoktur. Ancak asimetri belirgin ise, küçük tarafa daha büyük bir protez konulması gerekebilir.
Meme ölçümleri: Juguler nokta ile meme başı arası, köprücük kemiği orta noktası ile meme başı arası, meme başı ile meme altı kıvrımı arası, memenin alt-üst ve iç yan-dış yan çaplarının ölçümleri, meme protezinin taban çapını ve yüksekliğini (projeksiyonu) saptarken en çok dikkate alınan kriterlerdir. Hastanın göğsüne uyan çapta ve yükseklikteki meme protezi şöyle tespit edilir: Göğüs duvarı üzerinde memenin kapladığı alan belirlenir.
Bu alanın sınırları; ortada iman tahtası (sternum), yanlarda koltuk altı ön çizgisi (pektoral kas kenarının aşağıya doğru olan uzantısı veya yanlara yapıştırılmış kolların birkaç santim önünde seyreden çizgi) ve altta meme altı kıvrımıdır. İman tahtasını ortadan ikiye ayıran çizgiye, 1-2 santimden fazla yaklaşmamak gereklidir; böylece sağda ve solda açılan protez cepleri arasında 3 santimlik bir alan sağlam bırakılmış olur. Güzel bir dekolte oluşması ve simmasti (iki memenin birbirine yapışık olması) gelişmemesi için, bu alanın sağlam kalması önemlidir. Memenin sınırları tespit edildikten sonra, dört tarafının cilt kalınlığı ölçülür. Tespit edilen meme sınırlardan ölçülen cilt kalınlığı çıkarılınca, protezin kullanılabilecek azami taban çapı ortaya konmuş olur.
Kullanılacak protezin projeksiyonunu, meme cildinin kalitesi (kalın deri, ince deri, yaşlı deri vb.) belirler. Cildin elastikiyeti (gevşekliği) fazlaysa, daha yüksek projeksiyonlu protez kullanılabilir. Ancak aşırı yüksek projeksiyonlu protez, meme dokusunda incelme ve sonrasında sarkmaya neden olabilir.Hem ameliyat öncesinde, hem de ameliyat esnasında protezin koyulacağı cep (poş) oluşturulduktan sonra bu ölçümler yapılır. Daha önce bahsedilen noktalar, daha çok estetik algısı ile ilgiliyken, bu ölçümler matematiksel değerlerdir. Örneğin hastada anatomik yapısından dolayı ancak 13 cm.lik bir cep (poş) çapı oluşturulabiliyorsa, bu cebe 17 cm. çapında bir meme protezi yerleştirilemez. Yerleştirilse bile, hastanın iyileşme dönemi çok sıkıntılı geçer, ortaya çıkacak sonuç rahatsız edici olur (“çift meme” görünümü), kapsül kontraktürü gelişme riski artar.
Ameliyat öncesi yapılan tüm değerlendirmeler ve ölçüm sonucu, 70-80 ayrı tip meme protezinden, hastanın beden yapısına uygun 10-12 çeşidi tespit edilir. Ameliyatta meme protezi için cep hazırlandıktan sonra, seçilmiş bu 10-12 tipten en uygun olanı deneme protezleriyle tespit edilir ve sonuçta en uyan kalıcı meme protezi yerleştirilir.Bilinmelidir ki, memenin büyüklüğü 2 birim ve kullanılacak protezin büyüklüğü de 2 birim ise, memenin ameliyattan sonraki büyüklüğü 2+2=4 birim olmaz; çünkü protezin etrafındaki dokular, oluşan gerginliğe bağlı olarak bir miktar incelir. Genel olarak, memede her 200 ml.lik artış, bir beden büyüme sağlar.
Yapılan bilimsel araştırmalara göre, meme büyütmede uygulanan protezlerin büyüklük ortalaması 250-310 cc. arasındadır. 400 cc. ve üzeri protezler yüksek hacimli olarak kabul edilmiş ve nadiren seçilmişlerdir.
Pirinç testi ne demektir?
Hastanın istediği protez büyüklüğü ile bir kaç gün yaşaması ve bu büyüklüğe uyumunu denemesi gerekir. Bunun için evde pirinç testi yapılabilir. Hasta arzu ettiği boyutta bir sutyen alır. Külotlu çorabı, ayak kısmının üzerinden kesip, içerisine pirinç doldurur ve ağzını bağlar. İçi pirinç dolu bu çorap, meme protezini taklit eder. Örneğin, 230 cc.lik bir protez taklit edilmek isteniyorsa, çorabın içine 230 gr. pirinç koyulur. Her 20 cc. için 20 gr. pirinç eklenerek, 250, 270, 290 cc. şeklinde protez büyüklükleri denenir ve istenilen hacme ulaşılır. Hasta arzu edilen hacimdeki pirinç dolu çorabı, sutyenin içine yerleştirerek, bu şekilde bir süre yaşamalıdır. Sonuçta rahat edilen büyüklük bulunur. Hiçbir bilgisayar programı pirinç testinin verdiği sonucu veremez.
Gereğinden daha büyük protezlerin uygulandığı meme büyütme ameliyatı sonucu, ortaya çıkacak sorunlar nelerdir?
- Ameliyat sonrası hastanın ağrıları, morluk ve şişlikleri daha fazladır. İyileşme süresi daha uzun ve zor geçtiğinden, normal hayat dönmesi de daha uzun süre alır.
- Yara yerlerinde gerginlik artacağı için, yara iyileşmesinde problemler görülebilir. Gerginlik nedeniyle oluşacak yara izi de daha kötü olur.
- Meme başına aşırı baskı nedeniyle, his kusurunun görülme ihtimali daha fazla olur.
- Büyük proteze uygun genişlikte cep açılmazsa, protezin üzerinde kıvrımlar oluşur ve protez yeterince hareket edemez. Sonuçta kapsül kontraktürü gelişme olasılığı artar.
- Meme büyütme ameliyatına ait diğer komplikasyonların görülme riski artar.
- Büyük meme protezi, ağırlığı nedeniyle aşağı doğru kayar; erken dönemde memenin şekli bozulur ve sarkar; meme cildinde çatlaklarının gelişir.
- Gereğinden büyük meme protezi sonucu oluşan büyük göğüsler, çevrenin ilgisini hastayı rahatsız edecek kadar çeker.
Memenin anatomik yapısı nasıldır?
Meme, yağ dokusu ve süt bezlerinden oluşmuştur. Memenin bulunduğu göğüs ön duvarı oluşturan katmanları şöyle sıralayabiliriz: En dışta deri, onun altında derialtı yağ dokusu, sonra memenin süt bezleri ve bunların arasında ve çevresinde yer alan derin yağ dokuları. Buraya kadar olan dokuların tümü memeyi oluşturur. Memenin altında göğüs fasya (pektoral fasya) tabakası, bunun altında göğüs kası (pektoral kas) ve kasın altında da göğüs kafesini oluşturan kaburga kemikleri ve kaburgalar arası kas yapıları vardır.
Vücudumuzdaki her kasın etrafında, hareketin daha az sürtünmeyle ve daha rahat olmasını sağlayan, kası etraflarındaki dokulardan ayıran, “kılıflar” vardır. Latincesi ‘fasya’ olarak adlandırılan, kollajen ve elastik bağdokusundan meydana gelmiş 1-2 mm. kalınlığındaki kılıflar, aynı zamanda çok etkili birer bariyerdir. Fasya, olabilecek bir enfeksiyonun veya kanserin yayılımını bir dereceye kadar geciktirir, bazısını engeller. Göğüs fasyası, üstte köprücük kemiğinden başlar ve pektoralis kasını (göğüs kası) yüzeyel ve derin tabakaları ile örter. Göğüs dış yanında, serratus kasının üzerini örterken, iç yanında derin tabakası ile sternum kemiğine yapışır, yüzeyel tabakası ile de karşı tarafın pektoral kası üzerine ilerler.
Göğüs kası, göğüs kafesinin ön kısmına yelpaze şeklinde yayılmış bir kastır. Bu kasın görevi, kolu gövdeye yaklaştırmaktır.
Meme protezi hangi yollardan yerleştirebilir?
Meme protezi beş girişim yolundan yerleştirebilir.
- Periareolar (meme başı halkası çevresinden)
- Submammer (meme altı kıvrımından)
- Aksiller (koltukaltından)
- Periumblikal (göbek deliği çevresinden)
- Karından
Meme başı çevresinin (periareolar) özellikleri nedir, kesi burada nasıl uygulanır?
Memenin en kabarık uç kısmına, meme ucu (mamilla), bunun etrafını çevreleyen koyu renkli alana da meme başı çevresi (areola) denir. Meme başı oldukça önemli anatomik ve fizyolojik özelliklere sahiptir, nispeten gevşek bir dokuya sahiptir.
Periareoler (meme başı çevresi) kesi, meme başı çevresinin çapı ortalama 3 cm. ise yapılabilir. Meme başı alt çevresinde, deriyle kahverengi meme başının birleştiği sınırda yarım ay şeklinde, yaklaşık 4 cm. uzunluğunda bir kesi yapılır. Ayrıca bir dikleştirme gerekiyorsa, meme başı çevresinin üst tarafından deri çıkarılır ve protez buradan yerleştirilir. Meme başının farklı yöne yer değiştirmesi isteniyorsa (genellikle orta hatta doğru), kesi buna göre ayarlanır. Protez çok büyük değilse veya areola çapı 3 cm. den büyükse, areolayı ikiye bölecek şekilde, ortasından da kesi yapılabilir. Bu kesiyi yaparken, meme ucu ikiye bölünmez; etrafından dolaşılır.
Bu kesinin avantajları şunlardır:
- Ameliyat kesisi, meme başının çevresinde silik bir iz bırakarak iyileşir. Çünkü bu bölgenin iyileşme potansiyeli normal deriye göre daha iyidir ve oluşan iz (skar), areolanın kenarı ile gizlenir.
- Direkt olarak görerek cebin hazırlanmasına (diseksiyona) izin verir, kanama kontrolü (hemostaz) kolay olur.
- Meme altı kıvrımı (inframammary fold), protezin yerleşimine daha iyi uyum sağlar.
- Tubuler meme deformitesinde, meme dokusunun alt kısmı kısmı işaretlenebilir.
Bu kesinin dezavantajları şunlardır:
- Meme başı küçükse veya yerleştirilmesi planlanan protez büyükse, protezin meme başından yerleştirilmesi oldukça zordur.
- Areola çapının 3 cm. den küçük olduğu durumlarda cep hazırlanırken direkt görüş sınırlıdır.
- Protez yerleştirilmesindeki açıklık küçüktür.
- Protezin yerleştirileceği bölgeye süt bezleri ve meme dokusu kesilerek ulaşılır. Süt bezlerinin kesilmesi, doğum sonrası emzirmeyi olumsuz etkileyebilir.
- Meme başından uzanan süt kanalları, normal şartlarda enfeksiyon oluşturma potansiyeli olmayan bakteriler içerir. Protez yerleştirilirken, kesilen süt kanallarındaki bakterilerle kontamine olabilir ve üzerinde lokal enfeksiyon meydana gelebilir. Lokal enfeksiyon odakları “kapsül kontraktürü” gelişmesine neden olabilir.
- Meme başının duyusunu sağlayan sinirler etkilenebilir, bu durumda meme başında geçici ya da kalıcı uyuşukluk (%40) oluşur.
- Meme başına ait kasların ve liflerin bütünlüğünün bozulmasına bağlı, meme başında düşüklük ve şekil bozukluğu oluşabilir.
- Çok açık renkteki areola üzerinde belirgin iz kalır.
Meme altı kıvrımı (submammer) kesisinin özellikleri nedir, nasıl uygulanır?
Meme altı, meme altı kıvrım çizgisi, meme alt katlantısı veya submammer katlantı üzerinden, ya da bu kıvrımı oluşturacak çizgi üzerinden 4 cm. uzunluğunda kesi yapılır.
Bu kesinin avantajları şunlardır:
- Ameliyat kesisi, meme altı kıvrım çizgisinde çok iyi kamufle olur ve silik bir iz bırakarak iyileşir.
- Direkt olarak görerek cebin hazırlanmasına (diseksiyona) izin verir, kanama kontrolü (hemostaz) kolay olur. Yapılması istenilen göğüs kası serbestleştirme işlemi, bu kesi ile oldukça rahat gerçekleştirebilir.
- Meme bezine veya meme başına herhangi bir teması olmadığından süt bezleri zarar görmez, olası bir doğumdan sonra emzirme problemi oluşmaz, meme başının duyusunu sağlayan sinir etkilenmez.
- Protez, bu yolla bilhassa kas altına yerleştirildiğinde enfeksiyon riski oldukça azdır.
- Bu kesi ile dual plan, yani kısmi kas altı, kısmi meme altı yerleşim hazırlanabilir.
Bu kesinin dezavantajları şunlardır:
- Meme dokusunun hiç olmadığı bir hastada (“tahta göğüs”) meme alt kıvrımı da olmadığından, protez yerleştirildikten sonra meme altı katlantısı 90 derece veya daha büyük bir açıda kalır. Meme katlantısı kamufle olamayacağı için, meme altındaki ince çizgisel bir iz hep gözükür. Belirgin meme alt kıvrımına sahip hastada ise, bu ince çizgisel iz meme altı kıvrımı içinde çok iyi kamufle olur.
- İzin belirsiz hale gelmesi, 1 yıl gibi bir süreyi gerektirir.
- Nadir durumlarda, protez yerçekimi etkisiyle bir miktar yer değiştirebilir. Bu nedenle, ameliyattan hemen sonra meme altı katlantısı üzerinde olan kesi izi, bir süre sonra memenin üzerine doğru göreceli olarak yer değiştirebilir.
- Kesinin yetersiz kapatılması veya düzgün kapatılmaya rağmen yağ dokusunun zayıflığı nedeniyle dikişlerin tutmaması, protezin aşağıya doğru kaymasına ve cilde aşırı yaklaşarak ele gelmesine neden olabilir.
Fasya altı plan ne demektir, özellikleri nedir?
Fascia altı plan olarak da adlandırılır. Meme protezi, memenin üstünde bulunduğu kasların (pektoralis major, serratus anterior, interkostal kaslar, bazen rektus abdominis kasının üst bölümü) fasyaları ile kasların arasında hazırlanan cebe yerleştirilir. Protez fasya altına, koltuk altı çizgisinden veya meme kıvrımından yapılan bir kesi ile uygulanabilir. Fasya esnek bir yapı olmadığından, teorik olarak yerleştirilen protezin üzerini tamamen örtemeyecektir; ama meme dokusu ile implantın temasını en aza indirgeyecektir.
Avantajları:
- Ameliyat sonrası çok rahat ve ağrısızdır. Hızlı bir iyileşme sağlanır.
- İmplantın hareketliliği söz konusu değildir, dekoltenin şekli de güzeldir.
Dezavantajları:
- Göğüs dolgunluğu az ise, protezin sınırları gözle görülebilir, dokunulduğunda hissedilebilir.
- Kas altına yerleştirilen protez kadar doğal bir görüntü oluşamayabilir.
Kas altı plan ne demektir, özellikleri nedir?
Göğüs kası altı, pektoral kas altı, kas arkası, submuskuler plan, subpektoral plan olarak da adlandırılır. Meme protezi, göğüs kası ile göğüs kafesi arasında hazırlanan cebe, koltuk altı çizgisinden veya meme kıvrımından yapılan bir kesi ile yerleştirilir.
İyi bir dekolte oluşturmak için, pektoral kasının iman tahtasına (sternum) yapıştığı yerleri kesilir. Aslında kas altı planda, protezin tüm yüzeyinin kas dokusuyla örtüldüğü söylenemez; çünkü pektoral kas anatomik olarak yelpaze şeklinde, yukarıdan aşağıya uzanım göstermektedir. Bu plana yerleştirilmiş implantın dış yan bölümünü meme bezi ve yağ dokusu örter.
Cilt altı yağ dokusu çok ince ve meme dokusu çok yetersiz olan kadında bu plan tercih edilmelidir. Kas altına yerleştirilen meme protezini, kasın kalınlığının da katkısıyla daha kalın bir doku örter. Bu kalınlık hem protezi daha iyi korur, hem de protezin özellikle üst kenarlarını örterek sınırlarının belirginliğini azaltır. Dışarıdan bakıldığında, içerideki silikonun varlığı gizlenmiştir. Kas altına yerleştirilmiş yuvarlak protez, protezin üst kısmı pektoral kas tarafından bastırıldığı için; kas üzerine yerleştirilmiş damla protez görüntüsünü oluşturur.
Göğüs kası altına yerleştirilmiş protezlerin, kas hareketlerinden etkilenebileceğine dair görüşler de vardır. Ancak cep hazırlanırken, göğüs kası yapıştığı belli noktalardan ayrıştırılır. Bu nedenle, protezin kas hareketlerinden etkilenebileceği düşüncesi kuruntudan öte bir şey değildir.
Sarkması olmayan memede, protezi kas altına yerleştirmek, gerek göğüs estetiği açısından, gerekse risklerin en aza indirilmesi açısından en mantıklı seçenektir. Ancak doğum sonrası (postpartum) meme dokusu küçülmüş, cildi gevşemiş ve sarkmış memesi olan kadında, protez bu planda uygulanırsa sarkma (pitoz) düzeltilemez ve çift kontur deformitesi ortaya çıkar.
Avantajları:
- Protez kenarlarının dışarıdan bakıldığında fark edilmesi ya da elle muayene edildiğinde hissedilmesi daha zordur.
- Meme konturları, implant kasa gömülü olduğu için daha düzgündür ve daha doğaldır.
- Ameliyatta damar ve sinir yapılarına verilen zarar daha azdır. Meme başı duyusu daha iyi korunur.
- Ameliyatta protezin bakteriyel kontaminasyonu riski daha düşüktür.
- Potezin çevresinde kapsül oluşumu (kapsül kontraktürü) riski çok düşüktür.
- Meme ultrasonu veya mamografide, bu plandaki protez ile meme dokusu birbirinden çok daha net sınırlarla ayrılabilir. Böylece meme dokusunun görüntülü incelemesi çok daha sağlıklı yapılabilir.
Dezavantajları:
- Güzel bir dekolte oluşturmak amacıyla, pektoral kasın iman tahtasına (sternum) yapıştığı yerler kesildiğinden, kasta ortalama %30’luk bir kuvvet kaybı olur. Bu kuvvet kaybı, yüzme, tenis gibi sporlarda kendisini hissettirir.
- Ameliyat sonrası ağrı biraz daha fazladır. Ağrının nedenleri; göğüs kasının kasılmasını sağlayan omuz ve kol hareketleri ve kasın, altındaki protezin etkisiyle gerilmesi ve kasılmasıdır.
- Meme alt kısmının şeklini ve meme kıvrımının görünümü istenilen düzeye ulaştırmak oldukça güçtür.
- Geç dönemde, yerçekimi kuvveti ile kas gücü arasındaki vektörel kuvvetler nedeniyle, meme protezi yüzeye doğru yer değiştirebilir ve yalancı sarkma (pseudoptozis) oluşabilir.
Dual plan ne demektir, özellikleri nedir?
Estetik meme büyütme ameliyatında, meme protezi genellikle ya göğüs kası altına ya da meme dokusu altına konulmaktadır. Her iki yöntemin de kendine has avantaj ve dezavantajları vardır. ‘Dual plane’, her iki yöntemin de avantajlarını içeren, daha iyi ve doğal sonuçlar elde edilebilen, protezin kısmen göğüs kası altına kısmen de meme bezi altına yerleştirildiği bir tekniktir.
İlk olarak Tebbett’s tarafından tanımlanmıştır. Dual planda öncelikle göğüs kası (pektoral kas) altında bir cep hazırlanır. Sonra da meme dokusunun miktarına ve sarkıklığına göre, meme dokusunun altında diğer cep hazırlanır. Bu cep, meme dokusu az ise birkaç cm. ile sınırlıdır. Ancak meme dokusu fazla ve sarkmış ise, oluşturulan cep meme başının (areola) üst sınırına kadar genişletilir. Meme protezi, kısmen göğüs kası (subpektoral) kısmen de meme dokusu (subglanduler) altına yerleştirilir. Böylece protezin üst yarısı kasın altında, alt yarısı da meme dokusunun altındadır. Memenin üst bölümü daha düz inerken, alt bölümü arzu edildiği gibi daha yuvarlak şekil alır.
Bu yöntem az sarkmış memede, memenin alt bölümü serbestleştirildiği ve yukarı yönde hareket ettirildiği için, dikleştirme etkisi sağlar. Ayrıca yine az sarkmış memede, protezin kas altı uygulanması sonrası görülebilen çift kontur deformitesinin oluşmasını önler.
Avantajları:
- Ameliyat sonrası çok rahat ve ağrısızdır. Hızlı bir iyileşme sağlanır.
- Alt memenin şekli korunur
- Potezin çevresinde kapsül oluşumu (kapsül kontraktürü) riski çok düşüktür.
- Meme dokusunun görüntülü incelemeleri olan meme ultrasonografisi veya mamografi, meme dokusu altına konan protezlerdeki kadar olumsuz etkilenmez.
Meme büyütme işlemi estetik cerrahide değişik tekniklerle yapılmaktadır. Bu estetik uygulamada kas ile silikon ilşikisinin belirlenmesi önemlidir.
Göğüs kasının yeniden silikona göre ilişkisini değiştirmek için meme altı kıvrımında göğüs kasının tutunduğu yerlerden ayrılmaları gerekir. Bu durumda kas meme bezinin yada göğüs kemiğinin izin verdiği ölçüde yukarı doğru çekilecektir. Dual plan meme büyütmede göğüs kasının pozisyonu, ya sadece meme altı kıvrım bölgesinde göğüs kasını serbestleştirerek yada göğüs kası ile meme bezi arasındaki bağlantıları serbestleştirerek yapılır. Bu iki manevra değişik durumlarda, ameliyat şekline, meme tipine, meme ile silikon dinamiklerine göre farklı şekillerde tercih edilir. Göğüs bölgesinde yeteri kadar yumuşak doku olmalıdır.
Meme üst kısmında yumuşak doku kalınlığı ölçülür. Eğer bu bölgede 2 cm. yada daha kalın ise meme bezi altında bir lokalizasyona yeterince doldurulmuş, anatomik bir silikon konulabilir. Yumuşak doku kalınlığı aynı şekilde meme altı kıvrım bölgesinde de ölçülür. Eğer bu bölgede 0,4 cm.den ince ise bu bölgede göğüs kası serbestleştirilmez ve yeterince doku örtüsü sağlanmış olur. Eğer kişi meme üst kısmında dolgunluk yapacak şekilde bir büyütme istiyor ise fazla şişirilen yuvarlak bir silikon yada daha büyük boyutlarda anatomik implant tercih edilir.
Dual plan silikon uygulamasının avantajları:
- Meme şeklinin korunması daha kolaydır
- İyileşme süreci daha hızlıdır
- Mamografi çekilmesi daha kolaydır
- Kapsül gelişim ihtimali daha düşüktür
- Silikonu hissetme ihtimali daha azdır
- Silikonun yanlara doğru yer değiştirme ihtimali daha azdır
- Ameliyat sonrası daha az hassasiyet ve hızlı iyileşme
- Göğüs kasının çekmesinin engellenmesine bağlı olarak silikonda katlantı ihtimali daha azdır.
Meme büyütme ameliyatı düşünüyorsanız yapmanız gerekenler nelerdir?
Meme büyütme ameliyatı düşünüyorsanız yapmanız gerekenler, öncelikle konu hakkında yeterince bilgi sahibi olmak ve daha sonra bir plastik cerraha başvurmaktır.
Estetik cerrahla yapılacak ilk görüşme, bir sohbet havasında geçer. Bu görüşmede, cerrah ve hasta birbirini tanıma fırsatı bulurlar. Cerrah hastaya gerekli olan tüm bilgiyi verir, her yöntemin avantaj ve dezavantajlarını anlatır. Amaç, hastanın, neyin, neden ve nasıl olduğunu mantığına sindirerek anlamasıdır. Hasta cerraha sorunlarını, sıkıntılarını, ameliyattan beklentilerini ve isteklerini bildirir. Sağlık problemleri, sürekli kullanılan ilaçlar ya da ameliyata engel bir durumu varsa, bunlar gözden geçirilir. Meme ameliyatına özel bilgiler sorgulanır (hastanın yaşı, boyu, kilosu, aşırı kilo alma ya da verme hikayesi, geçirdiği hamilelikler, çocuk sayısı, doğum yaptığı tarih, bebeğini emzirme süresi, yakın zamanda bir hamilelik planlaması, ailede bir meme hastalığı olup olmadığı v.b.).
İlk görüşmede hasta kendini hazır hissetmiyorsa, bir muayene yapılmaz. Verilen bilgiler doğrultusunda net bir fikir oluşturması için zaman tanınır ve ikinci bir görüşme randevusu kararlaştırılır. Hasta bu süre zarfında, konuyla ilgili bilgi yığınını, akıl süzgecinden geçirmeli, soru işareti kalmayacak şekilde harmanlamalıdır.
İkinci görüşmede kısaca teorik bilgiler tekrar edilir, hastanın beklenti ve arzuları dinlenir, soruları cevaplandırılır ve mevcut durum fotoğraflarla da tespit edilir. Memeler arasındaki çok küçük asimetriler, bazen sadece fotoğraflarda fark edilebilir. Örnek olgu resimleri ile ameliyat sonrası görüntü şekillendirilir. Daha sonra ayrıntılı muayeneye geçilir. Her iki meme dokusunun hacmi, kalitesi, dört yanındaki cilt altı doku kalınlığı, simetrisi, varsa sarkma derecesi belirlenir. Meme başlarının pozisyonu, boyutu, simetrisi ve bunların yer değiştirme gereksinimi irdelenir. Koltuk altı muayenesi yapılır. Meme dokusundaki bir kitlenin, aksesuar meme başının mevcudiyeti araştırılır.
Göğüs kafesi şekli, vücuda göre göğüs kafesi uzunluk oranı, omuz, bel ve kalça çevresi genişliği gibi vücudun tüm bölgeleri incelenir. Tüm muayene tam bir işbirliği içinde gerçekleştirilir ve hasta her ayrıntıya karar verilmesi sırasında bizzat fikrini belirtir. Muayene sonucu hastaya, beklenti ve arzularına ulaşmasının ne derecede mümkün olduğu açıkça izah edilir. Hasta ve estetik cerrahın tercihleri uyum içindeyse problem yoktur. Ancak hastanın sahip olduğu fizik ölçüleri üzerinde bir isteği varsa, kendisine bu sınırların zorlanmasının doğal olmayan sonuçlar vereceği anlatılır.
Estetik cerrahın önerilerinin dikkate alınması, ameliyat sonrası doğal bir görünüm elde edilmesi için önemlidir; çünkü kendisi bu konuda hastadan daha fazla bilgili ve deneyimlidir. Bilinmelidir ki, iki ayrı hastada eşit derecede güzel yapılmış memeler, birbirinden tamamen farklı kesi, farklı yöntem ve farklı protez tipiyle gerçekleştirilmiş olabilir. Çünkü her kadının meme şekli ve anatomisi farklıdır, doku özelliği farklıdır.
Güzel bir meme, büyük bir meme demek değildir.
Yapılan görüşmeler ve muayene sonucunda, şu noktalar net olarak saptanmalıdır:
- Hasta meme büyütme ameliyatına uygun bir adaydır.
- Hastanın istediği ve hastaya uyan meme boyutu ve şekli tespit edilmiştir.
- Kullanılacak meme protezinin cinsine ve biçimine karar verilmiştir.
- Protezin nereden yerleştirileceğine karar verilmiştir.
- Protezin hangi anatomik plana yerleştirileceğine karar verilmiştir.
- Meme büyütme ameliyatına ek meme dikleştirme ameliyatı gerekip gerekmediğine karar verilmiştir.
- Uygulanacak anestezi yöntemine karar verilmiştir.
- Hasta ameliyatın erken ve geç sonuçları, oluşabilecek komplikasyonları konusunda bilgilendirilmiştir.
- Hasta ve estetik cerrahı, bu ameliyatın uygulanmasına karar vermişlerdir.
Ameliyat öncesi yapılması gerek tetkikler nelerdir?
Estetik amaçlı meme büyütme ameliyatı öncesi, memenin sağlıklı olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu nedenle hastaya, 40 yaşın altındaysa meme ultrasonografisi, 40 yaş üzerinde ise mamografi ve meme ultrasonografisi yaptırılır. Memede herhangi bir kitle tespit edilirse, aynı operasyonda kitle de alınır.
Yapılması gereken başlıca kan tetkikleri tam kan sayımı, pıhtılaşma değerleri ve viral belirteçler (marker) dir. Kan tetkikleri ameliyattan birkaç gün önceden yapılabileceği gibi, ameliyat günü de yapılabilir. Tam kan sayımında alyuvarların düşük olmaması, akyuvarların da yüksek olmaması gerekir. Alyuvarların düşük olması kansızlık, akyuvarların yüksek olması enfeksiyon belirtisidir. Bu değerler ameliyatın yapılmasına engel teşkil eder; tedaviyi gerektirir. Pıhtılaşma (koagülasyon) değerleri normal olmalıdır. Bu değerlerin yüksek olması, ameliyat sonrasında protezin etrafında kan toplanarak hematom gelişmesine neden olabilir. Viral markerler sonucu bir bulaştırıcılık tespit edilirse, ameliyat iptal edilebilir.
Ameliyat öncesi alınmaması gereken başlıca ilaç ve yiyecekler, terk edilmesi gereken alışkanlıklar nelerdir?
Ameliyattan iki hafta önce, kanama süresini uzatan ve pıhtılaşmayı geciktiren, kan sulandırıcı ilaç ve yiyecekler kesilmelidir. Bu ilaçlar; aspirin ve aspirin benzeri ilaçlar (babyprin, coraspin), ibuprofen içeren ağrı kesiciler (brufen, ibumetin gibi), sefalosprin gurubu antibiyotikler, E-vitamini ve omega-yağları içeren günlük beslenme destekleridir. Yiyecekler ise sarımsak, çikolata ve kakao içeren gıdalar ve bitkisel çaylardır.
Kullanılan tüm ilaçlar mutlaka cerraha bildirilmelidir. Bazı ilaçlar anestezi ile etkileşebilir ya da ameliyat sonrası yan etkileri ortaya çıkabilir(Örneğin yara iyileşmesini olumsuz etkileyen kortizon içeren ilaçlar).
Sigara yara iyileşmesi üzerine olan son derece olumsuz etki yapar. Bu nedenle sigaranın ameliyat öncesi olabildiğince erken bırakılması ve ameliyat sonrası da kullanılmaması önerilir.
Ameliyat hazırlığı nasıl yapılır ve ameliyat günü nelere dikkat edilmelidir?
- Ameliyat koltuk altından girilerek yapılacaksa, ameliyattan 4-5 gün önce koltuk altına epilasyon uygulanır.
- Ameliyatın adet günlerine gelmemesine dikkat edilir. Adet döneminde kanama eğilimi fazla olabilir. Bu nedenle zorunluluk olmamakla birlikte, ameliyatın ertelenmesi gerekebilir.
- Ameliyat öncesi gece ve sabahı bir duş alınmasında fayda vardır.
- Ameliyat öğleden önce ise, gece saat 24 ten sonra hiçbir şey yiyip içilmemelidir. Eğer öğleden sonra ise, 6 saatlik açlık süresi göz önünde bulundurularak sabah hafif kahvaltı edilebilir.
- Ameliyat günü hastaneye makyaj yapılmadan, takılar evde bırakılarak, rahat bir kıyafet ile gelinmelidir.
- Ameliyat sonrasında giyilmek üzere rahat, önden açılabilir bir giysi bulundurulmalıdır.
- Düzenli kullanılan ilaçlar (tiroid, tansiyon, epilepsi vb. ilaçlar) birlikte getirilmelidir.
- Ameliyat saatinden en az 2 saat önce hastaneye gelinmesi, gerekirse tetkiklerin yeniden yapılması (laboratuar ve görüntüleme), anestezi uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve son bir planlama ve çizim yapılması için gereklidir. Bu süre içinde, sadece göğüs planını değişik açılardan içeren (yüzünüzün görünmediği) fotoğraflar da çekilir.
- Gerekirse bu ilaçlar, bir miktar su ile ameliyattan bir kaç saat öncesine kadar alınabilir.
- Hastanede kalınan süre içinde, refakatçiye ihtiyaç olunacaktır.
Meme büyütme ameliyatı nerede yapılır?
Meme büyütme ameliyatı için, ciddi bir hijyenik ortam gereklidir; bu nedenle mutlaka bir ameliyathanede yapılmalıdır. Ameliyatta, vücuda yabancı bir cisim (meme protezi) yerleştirildiğinden, operasyonun yapıldığı ortamın hijyenik olması çok önemlidir. Böyle bir ameliyatın muayenehane şartlarında yapılması, kesinlikle tavsiye edilmez.
Meme büyütme ameliyatında uygulanan anestezi yöntemleri nelerdir?
Meme büyütme ameliyatında uygulanan anestezi yöntemi genel anestezidir. Ayrıca epidural anestezi, lokal anestezi veya lokal ve sedasyon anestezisi de uygulanabilir.
Genel anestezinin hasta açısından konforu yüksektir. Ancak bazı hastalarda, narkoz sonrası bulantı ve anestezi sırasında soluk borusuna yerleştirilen tüpün yarattığı tahriş sebebiyle, birkaç gün süren boğaz ağrısı olabilir. Genel anestezi, protez kas altına yerleştirilecekse, kasları tamamen gevşeterek implant cebi açılmasını kolaylaştırdığı için, diğer anestezi yöntemlerine tercih edilmelidir.
Epidural anestezi “ağrısız doğum”dan da bilinir. Ancak meme ameliyatını yapabilmek için omurga kanalına batırılacak iğne, ağrısız doğumdaki gibi bel bölgesinden değil, sırt bölgesinden uygulanır. Buradan verilen anestezi ilacı, istenilenden daha yukarı seviyelere nüfuz ederse solunum sıkıntısına sebep olabilir ve genel anesteziye dönülmesini gerektirebilir. Başarılı epidural anestezinin konforu, genel anestezi kadar yüksektir. Ayrıca buraya yerleştirilmiş olan iğneden, ameliyat sonrasında ağrı kesici ilaçlar doğrudan verilebilir.
Lokal anestezide, memelerin her iki yanına, göğüs kafesinin koltukaltı hizaları boyunca, lokal anestezi ilacı, bir iğne ile enjekte edilir. Ek olarak memelerin alt ve üst sınırlarına da ilaç verilebilir. Protez meme altına yerleştirilecekse uygulanır. Lokal anestezi tek başına veya, damar yolundan sakinleştirici ilaçların verildiği sedasyon anestezisi ile birlikte uygulanabilir.
Meme büyütme ameliyatı ne kadar sürer?
Meme büyütme ameliyatı ortalama iki saat kadar sürer. Beraberinde asimetri veya sarkma mevcutsa, yapılacak işlemler bir saat kadar ek süre gerektirir.
Meme büyütme ameliyatında hangi malzemeler kullanılır?
Meme büyütme ameliyatını gerçekleştirmek için kullanılan başlıca malzemeler: neşter, elektrokoter, ekartör (kesi yerinden sokulan ve genellikle ışıklı olan, açılan cebi görmemizi kolaylaştıran kaşıklar), dikiş malzemesi (eriyen ve erimeyen iplikler), meme protezleri ve ameliyat masasıdır. Ameliyat masasının dik duruma getirebilir özellikte olması önemlidir; çünkü meme protezinin yerleştirilmesinden sonra, hasta anestezi altında iken oturur duruma getirilir ve her iki meme arasındaki simetri bu pozisyonda iken kontrol edilir.
Meme büyütme ameliyatında hangi dikiş malzemesi kullanılmalıdır?
Dikiş malzemesi olarak eriyen veya erimeyen iplikler kullanılabilir. Yine her ikisinin de avantaj ve dezavantajları vardır.
Eriyen ipliklerin avantajı, dikişin vücut tarafından eritilmesi ve alınmak zorunda olmamasıdır; dezavantajı ise kötü yara iyileşmesine yol açabilmesidir. Dikişin erimesi bir süre gerektirir. Geçen bu süre boyunca doku bir yandan iyileşmeye çalışırken, diğer yandan da yabancı cisim olarak gördüğü ipliği eritmekle meşgul olur. İyileşme boyunca cilt yarası içinde bulunan iplik, kötü yara iyileşmesine yol açabilir.
Erimeyen iplikler ise, genellikle yara direncinin yeterli düzeye geldiği ikinci hafta sonu alınır. Dikiş alımı, acı veren bir işlem olmamakla birlikte, hastaları korkuttuğundan dezavantaj olarak kabul edilir. Avantajı ise, dikişlerin alındığından, dokunun sadece iyileşmekle meşgul olabilmesini ve yara iyileşmesinin daha sorunsuz olmasıdır.
Meme büyütme ameliyatında oluşan yara büyük müdür?
Meme büyütme ameliyatında cilt kesisi 4-5 cm.dir; ancak yara çok daha büyüktür. Her iki memenin kapladığı sınırlar içerisinde, protezin cebini oluşturmak için, çapı 10-14 cm. olan dairesel iki yara açılır.
Meme büyütme ameliyatıyla ilgili önemli ipuçları nelerdir?
- Meme büyütme ameliyatında cerrahi olarak yapılan, meme sınırları dahilinde, protezin sığabileceği bir boşluk oluşturmaktır. Bu boşluk ne çok dar ne de çok geniş olmalıdır. Dar bir boşlukta meme protezi doğal durmaz ve kenarları çok belirgin görülür.
- Meme dokusunun taban çapı ile konulması planlanan meme protezinin taban çapı uyumlu olmalıdır.
- Meme dokusu altına protez konulacaksa, yeterli miktarda meme dokusu olmasına dikkat edilmelidir; aksi halde yerleştirilen protezin bir bölümü cilt altından fark edilir.
- Meme dokusu çok az ise protezin kas altına yerleştirilmesi daha iyi sonuç verir; bu şekilde meme protezi ile cilt arasına, yetersiz meme dokusu ilaveten kas dokusu dahil edilmiş olur.
- Meme dokusu hafif küçülmüş, memenin üst yarısı düzleşmiş ve memede çok hafif sarkma var ise; meme protezini dual plan şeklinde hazırlanmış cebe koymak daha iyi sonuç verir. Bu şekilde hazırlanmış cepte protezin üst yarısı kasın altında, alt yarısı da meme dokusunun altındadır.
- Kas altına konulan protezin meme bezi altına konan protezle aynı meme büyüklüğünü sağlayabilmesi için, daha büyük hacimli olması gerekir.
- Anatomik (damla) meme protezinin kas altına yerleştirilmesine gerek yoktur. Yuvarlak bir meme protezi de kas altına konulunca, üstten kasın baskısına maruz kaldığı için, üst bölümü daha ince alt bölümü daha şişkin damla anatomik protez şeklini alır.
- Anatomik (damla) meme protezi zamanla bulunduğu boşluk içinde dönerek, memede şekil bozukluğuna neden olabilir.
- Meme büyütme amacıyla, 450 cc.den büyük meme protezinin yerleştirilmesi doğru değildir. Meme protezinin hacmi ne kadar artarsa; kapsül kontraktürü, memenin sarkması, meme başı yuvarlağının aşırı genişlemesi gibi problemlerin görülme sıklığı da o kadar artar.
- Meme protezi yerleştirildiği cepte yukarı ve dışa doğru gitme eğilimindedir. Bu nedenle, meme protezini içe ve aşağı iten bir bandajın 15-20 gün uygulanması gerekir. Bu sürede protezin çevresinde ince bir kapsül oluşur. Kapsül oluştuktan sonra meme protezinin yerini artık değişmez.
- Dolgunluğunu yitirmiş, gevşemiş ve ileri derecede sarkmış olan memeye, sadece protez yerleştirmesi tatmin edici sonuç vermeyebilir. Bu tür durumda meme büyütme ameliyatına ek olarak meme dikleştirme ameliyatı yapılır.
Meme protezinin sınırları neden fark edilebilir?
Meme protezi ne kadar yumuşak olursa olsun, eğer deri ile arasında yeterli kalınlıkta meme dokusu yoksa protezin sınırları fark edilebilir. Yine ameliyat planı iyi yapılmazsa ve protez doğru seviyeye konulmazsa, bu komplikasyon görülebilir.
Meme asimetrisi neden oluşur, nasıl tedavi edilir?
Her iki taraftaki iyileşme sürecinin farklılığına bağlı olarak meme asimetrisi oluşabilir. Ameliyat öncesi memelerdeki minimal asimetri fark edilmez ve her iki tarafa eşit büyüklükte ve yerleşimde cep açılıp, eşit büyüklükte protez konulursa; ameliyat sonrası memelerdeki asimetri belirginleşebilir. Göğüs kafesi anormallikleri olan kişilerde doğru anatomik protez seçilmezse meme asimetrisi oluşabilir. Simetriyi sağlamak için, meme protezinden biri ilkinden daha basit olan bir operasyonla çıkartılıp uygun olan yenisi ile değiştirilir.
Geç dönem komplikasyonları nelerdir?
Geç dönem komplikasyonları; kapsül kontraktürü, meme protezinin zedelenmesi (rüptür) ve sönmesi ve meme protez içeriğinin dışarı sızması olarak özetlenebilir.
Kapsül kontraktürü neden gelişir, nasıl tedavi edilir?
Vücudumuz, meme büyütme ameliyatında yerleştirilen meme protezini yabancı madde olarak algılar ve bu nedenle protez etrafında ince ve elastik bağ dokusundan, protez boyutlarına göre biraz bol ve gevşek bir kılıf (kapsül) oluşturur.
Vücudun savunma mekanizması olarak meydana gelen bu kapsül (kılıf), içi kaygan bir nedbe dokusudur; protezi uygun bir pozisyonda ve belli bir bölgede tutar. Kapsül çoğunlukla ince bir zar halinde olduğundan herhangi bir probleme yol açmaz. Bazen orta kalınlıkta bir zar oluşur ve memede hafif bir sertlik ve meme tabanında belirginlik olarak fark edilir. Çok nadiren (%1,4) kapsül kalınlaşır, kireçlenir (kapsül fibrozu), büzüşür ve sertleşir.
Vücudun proteze karşı aşırı tepkisinde oluşan ve kapsül kontraktürü (kasılması) olarak adlandırılan bu durumda, meydana gelen kalın kapsülde protez hapsedilerek sıkıştırılır, bazen de vücut dışına atılmaya çalışılır. Protez sıkıştığından büzüşür, derinin altında belirgin bir görünüm alır, meme derisinde oluklanmalar meydana gelir; meme dokusu sertleşir, yukarı toplanır, konturları düzensizleşir, asimetrik doğal olmayan bir görüntü oluşur.
Tek veya her iki memede ortaya çıkabilen bu süreç hafif başlar ve yavaş yavaş ilerler. Meme şeklindeki bu bozulmaya ileri evrelerde ağrı da katılır.
1976 yılında Baker, subjektif yöntemlerle kontraktür oranını saptamaya yönelik klinik bir çalışma yapmış ve kapsül kontraktürünü 4 derecede toplamıştır:
- 1.derece: dokunmakla ele gelen kapsül yok, meme normal yumuşaklıkta ve doğal görünümde.
- 2.derece: protez dokunmakla ele geliyor, meme doğal görünümde.
- 3.derece: meme sert ve distorsiyon mevcut.
- 4.derece: ileri derecede kapsül konkraktürü, meme sert, hassas, ağrılı ve distorsiyon mevcut.
Kapsül kontraktürünün gelişmesi, uzun süren (kronik) enfeksiyonlara, boşaltılmayan hematomlara, ameliyat travmasına ve genetik yatkınlığa bağlı olabilir. Genellikle ilk 6 ay içinde, nadiren 2-3 yıl sonra görülebilir.
Kas altına ya da kas fasyasının altına yerleştirilen meme protezinde, meme dokusu altına yerleştirilen meme protezine göre ve pütürlü (textured) yüzeyli meme protezinde, düz (smooth) yüzeyli meme protezine göre daha az kapsül kontraktürü gelişmektedir. Gençlerde yaşlılara göre kapsül kontaktürü daha sık oluşur. Uygun büyüklükte ve pütürlü (textured) yüzeyli meme protezinin uygulanması, protezin kas altına yerleştirilmesi, ameliyatta temiz ve kansız çalışma, ameliyat sonrası masajın doğru ve yeterli yapılması, kapsül kontraktürü olasılığını büyük oranda azaltacaktır.
Hafif ve orta derecede kapsül kontraktürü, uygun masaj ile kontrol altına alınabilir; ancak bu mümkün olmazsa ameliyatla kapsül ışınsal olarak kesilip gevşetilir ve çıkartılan meme protezinden daha küçük başka bir protez kas altına yerleştirilir. İleri derecede kalınlaşmış ve büzüşmüş kapsül kontraktüründe, kapsül ameliyatla tamamen çıkartılmalıdır. Ağır kapsül kontraktürü oluştuğunda veya kapsül kontraktürü tekrarladığında ise, kapsülle birlikte meme protezinin de çıkartılması gerekebilir.
Meme protezinin zedelenmesi (rüptürü) ve sönmesi neden gelişir, nasıl tedavi edilir?
Günümüz teknolojisinde meme protezinin kendiliğinden zedelenmesi, patlaması, yırtılması ya da sönmesi hemen hemen hiç rastlanmayan bir durumdur. Ancak araç içi trafik kazalarında olduğu gibi sıkışmalarda, yüksekten düşme sonucu aşırı basınca maruz kaldığında, ateşli silah ya da kesici, delici ve batıcı nitelikteki cisimlerle yaralanmalarda protezler delinip patlayabilir ve içindeki jel maddeyi sızdırabilir. Böyle bir durum gelişse bile, molekül bağları güçlendirilmiş, dağılmayan jel (kohezif jel) protezler kullanıldığından, hasta için herhangi bir problem oluşmaz. Meme protezi, ilkinden daha basit olan bir operasyonla çıkartılıp yenisi ile değiştirilir.
Meme protez içeriğinin dışarı sızması neden gelişir, nasıl tedavi edilir?
Bu tür problem uygulanan cerrahi teknikten, protezin cinsinden ve yıllar içinde yıpranıp eskimesinden kaynaklanabilir, ancak son derece ender rastlanan bir durumdur. Böyle bir durum gelişse bile, molekül bağları güçlendirilmiş, dağılmayan jel (kohezif jel) veya serumla dolu protezler kullanıldığından, hasta için herhangi bir problem oluşmaz.
Eğer kohezif jel içeren protez kullanılmışsa, doku aralıklarına sızan jel kitle oluşmasına neden olabilir. Serum içeren protez kullanılmışsa, doku aralıklarına sızan serum fizyolojik, vücuda herhangi bir zarar vermeden dokular tarafından hızla emilir.
Meme protezi, ilkinden daha basit olan bir operasyonla çıkartılıp yenisi ile değiştirilir.
Meme büyütme ameliyatı sonrası izler nerede oluşur, kalıcı mıdır?
Meme büyütme ameliyatı sonrası en çok çekinilenlerden birisi ameliyat izidir. Yara izleri cerrahinin kaçınılmaz sonucudur, her ameliyatın az veya çok mutlaka bir izi kalır. Burada önemli olan, rahatsız edici düzeyde belirgin bir iz kalmamasıdır. İzin iyi veya kötü olmasını; ameliyatı yapan plastik cerrahın titiz ve özenli çalışması, ameliyatta çok ince dikişlerin kullanılması, iyileşme sürecinde yara yerinde oluşabilecek tahriş edici etkenler, yara yeri enfeksiyonları ve kişilerin cilt yapısı etkiler. Koyu renkli ve yağlı cilde sahip kişilerde iz daha belirgindir, açık tenlilerde ise iz yok denecek kadar azdır. İzin belirginliği her hastada farklı olabilir ve önceden test edilemez. Ancak hastanın daha önce olduğu bir ameliyatın izi (örneğin apandisit) fikir verebilir.
Meme büyütme ameliyatında; meme başının koyu renkli kısmının alt kenarında yarım daire şeklinde veya meme altı kıvrımının üzerinde ve ortasında veya koltukaltında yaklaşık 4 cm.lik bir ameliyat izi meydana gelir. Oluşan bu izler genellikle ameliyattan 1 yıl sonra, rengi solarak belirsiz bir hale gelir. Meme başı halkasındaki iz genellikle daha çabuk iyileşir; ancak belirgin bir iz kalırsa, lokalizasyonundan dolayı hastayı daha çok rahatsız eder. Meme altı kıvrımı üzerindeki iz biraz daha geç iyileşir; burada belirgin bir iz kalırsa, lokalizasyonundan dolayı hastayı daha az rahatsız eder.
Bazı kişilerin yara iyileşmesinde sorun vardır, yara yerleri kabarık iyileşir. Hipertofik yara ve keloid olarak isimlendirilen bu durum daha önceden bilinirse, alınacak çeşitli önlemler ve ameliyat sonrası cilt tedavileri ile engellenebilir. Tüm bunlara rağmen iz kalırsa, izleri azaltmaya yönelik revizyonlar uygulanır.
Meme protezini istenildiği zaman çıkartmak mümkün müdür?
Meme protezi, lokal anestezi ile 15-20 dakikalık bir operasyonla istenildiği zaman çıkartılabilir.
Meme protezi varken hamile kalınabilir mi?
Meme protezi, kişinin gebe kalmasına engel bir durum değildir; fakat ameliyattan sonraki 6 ay doku iyileşmesi devam ettiği için gebe kalınması önerilmez. Silikon protez ile meme büyütme ameliyatı olan kişinin hamile kalması durumunda, silikon protezi çıkartması gerekmemektedir; çünkü protezin hamileliğe ve çocuk sahibi olunmasına herhangi bir zararlı etkisi yoktur.
Ancak unutmamak gerekir ki, protezli olsun olmasın her kadının memeleri, hamilelik sırasında büyüyüp sarkar ve hamilelik sonrasında bir miktar şekil değişikliğine uğrar. Meme büyütme ameliyatının, hamilelik sonrası memede sarkıklığın artmasına etkisi olduğunu söylemek mümkün değildir. Meme protezi ne oluşabilecek deformiteye katkıda bulunur ne de önleyici bir etkisi vardır. Memelerde oluşabilecek şekil değişikliklerini önceden kestirmek imkansızdır. Sarkmanın olup olmaması yapısal nedenlere, yani kişinin bünyesine bağlıdır.
Oluşabilecek şekil değişikliği tekrar düzeltici bir ameliyatı gerektirebilir. Hamileliğin bitimi ve süt verme sonrasında, memelerin dikleştirilmesi ile bu şikayetler giderilir.
Meme protezi olan bir kadın bebeğine süt verebilir mi?
1994 yılında İngiliz Sağlık Bakanlığının yaptığı bir araştırmaya göre, annedeki meme protezi bebekte herhangi bir tehlike oluşturmaz. Bu çalışma sonucunda meme protezi olan annelerin emzirmesine engel olacak hiçbir kanıt bulunamamıştır. 1991 yılında yapılan diğer bir çalışmada, meme protezi olan annelerin sütünde düşük düzeyde silikon saptanmış; ancak aynı miktardaki silikonun, meme protezi olsun olmasın, çalışmaya dahil edilen tüm annelerin sütünde bulunduğu ortaya çıkmıştır.
1999 yılındaki Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi Tıp Enstitüsü tarafından yapılan başka bir çalışmada ise, inek sütü ve mama formüllerinde bile anne sütünden daha fazla miktarda silikon bulunduğu gösterilmiştir.
Meme protezi olan bir kadının bebeğini emzirmesi üzerinde, protezlerin olumsuz hiçbir etkisi bulunmamaktadır; kullanılan protez süt içeriğini ve akışını etkilemez. Ancak teknik sebeplerden dolayı, meme büyütme cerrahisi uygulanan hastalarda emzirme etkilenebilir. Protez meme başı çevresinden (areola) yerleştirilmişse, meme başının alt yarısına gelen süt kanalları zarar görebilir. Ancak meme altı kıvrımı ve koltuk altı kesilerinde böyle bir durum ile karşılaşılmadığı gibi; protez meme altı ya da kas altı plana yerleştirildiğinden meme bezine herhangi bir zarar gelmesi söz konusu değildir. Ancak rastlantısal olarak, başka bir nedene bağlı emzirme problemlerinin de olabileceği akıldan çıkartılmamalıdır.
Meme büyütme ameliyatı sonrası sutyen kullanılmasına gerek var mıdır?
Birçok kişi, silikon ile meme büyütme ameliyatı sonrasında, artık sutyen kullanmaya gerek olmadığı yanılgısına kapılırlar. Ancak bilinmelidir ki bu ameliyat, memeleri yaşlanma ve yerçekimi etkilerine karşı koruyamaz.
Ameliyat sonrası tüm yaşam boyunca sutyen takılması büyüyüp güzelleşen memelerin şekillerini koruyabilmesi açısından gerekli ve önemlidir. Aslına bakılırsa, bu işlem sonrası sutyen kullanılması, öncesine göre daha da gereklidir; çünkü memelerin ağırlığı protez sebebiyle arttığından, yerçekiminin etkisine daha da fazla maruz kalırlar.
Günlük yaşantıda sutyen kullanılması gerektiği unutulmamalı, özel gecelerde, sutyen takılmaması gereken elbiselerin giyilebileceği bilinmelidir.
Meme protezi meme kontrollerini ve mamografiyi olumsuz etkiler mi?
Meme protezinin mamografi (memenin radyolojik tetkiki) sırasında x-ışınlarını engellediği ve bu nedenle meme kanseri tanısını geciktirdiği yönünde yanlış bir kanı vardır. Yapılan bilimsel çalışmalar göstermiştir ki; protezli hastalarda mamografinin etkinliği, protezi olmayan hastalar ile hemen hemen aynıdır. Silikon meme implantları mamografiye engel olmaz. Kadınlar rutin meme kontrollerine devam edip, meme protezleri ile mamografi çektirebilirler ve cerrahi muayene olabilirler. Meme protezi mamografide bir boşluk olarak görülür. Göğüs kasının altında meme protezi olan hastaların mamografik incelemesi, meme bezinin altında olan proteze göre daha iyi görüntü verir.
10 yıldan uzun süredir bulunan meme protezlerinde, protezin çevresindeki kapsülün içinde, ince kalsiyum tabakası oluşabilmektedir. Bu kalsiyum tabakasının küçük lezyonları gizleme ya da kanseri taklit etme gibi durumlara yol açmadığı söylense de dikkatli olunmalıdır. Protezli hastaların mamografisinin deneyimli radyologlar tarafından incelenmesi daha uygun olur. Öte yandan, mamografi yapılamayan hastalarda, meme ultrasonografisi, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme yöntemleri ile de meme dokusu incelenebilir ve şüpheli lezyon varsa saptanabilir. Silikon protezli memede kanser gelişmesi halinde, kansere yönelik ameliyat ve diğer tedavi şekilleri standartlar doğrultusunda uygulanır.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Sıklıkla talep gören uygulamalarımız ve ameliyatlarımız