Meme dikleştirme ameliyatları ile ilgili hastalarımın bana sıklıkla sorduğu soruları bu sayfada derlemeye çalıştım. Burada yer almayan sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz.
Op. Dr. Can İşler
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı
Göğüs dikleştirme ameliyatı nedir?
Göğüs dikleştirme ameliyatı ya da tıbbi adıyla “mastopeksi”; göğüsün büyüklüğü ile ilgili önemli bir sorun olmamasına karşın, sarkmış olan memenin toparlanması amacıyla yapılan işlemleri kapsar. Mastopeksi; dolgunluğunu, diriliğini yitirmiş, sarkık memeleri kaldırma, yeniden şekillendirme ve dikleştirme ameliyatıdır. Göğüs küçültme ameliyatlarında kullanılan teknik ve prensiplere benzer olarak yapılır. Göğüs dokusunda küçültme işlemi yapılmadan, sadece memenin biçiminde yapılan değişiklikleri kapsar. Gerekirse meme başı çevresindeki aşırı genişlemiş koyu renkli alan (areola) da bu ameliyat sırasında küçültülebilir. İstatistiklere göre meme büyütme ameliyatları ile beraber, hastaların en çok mutlu oldukları ameliyatların başında gelmektedir.
Göğüs dokusunun şeklini koruyan yapılar hangileridir?
Göğüs dokusunun canlılığını, dolgunluğunu ve pozisyonunu koruyan yapılar; memeyi göğüs duvarına asan, bağ dokusu askıları (cooper ligamanları), canlılığını ve dolgunluğunu kaybetmemiş meme ve yağ dokusu ve elastikiyetini koruyan meme derisidir.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı sonrası gelişebilecek komplikasyonlar, ayrıntılı olarak nelerdir?
Kanama: Çok nadiren oluşabilir. Ameliyatta dren kullanılmasına rağmen kanama olursa, bunun boşaltılması için ilave bir işlem gerekebilir.
Enfeksiyon: Son derece nadirdir. Enfeksiyon gelişirse antibiyotik kullanılır; ilave küçük cerrahi girişimler gerekebilir.
Yağ nekrozu: Özellikle büyük memede yapılan cerrahi işlem sonrası, meme dokusunda yağ nekrozu gelişebilir. Yağ nekrozu kendiliğinden düzelebildiği gibi, bazen uzun süreli pansumanları gerektirir. Memede yağ nekrozuna bağlı uzun süren sertlikler oluşursa, bunlar cerrahi bir müdahale ile alınmalıdır.
Yara iyileşmesinde gecikme ve yara ayrışması: Bu durum son derece nadir olmakla birlikte, özellikle sigara kullananlarda daha sık karşımıza çıkar. Genellikle pansumanlarla yaranın takibi yeterlidir; bazen ilave cerrahi girişimler gerekebilir.
Doku kanlanmasının azalması ve doku ölümü: Meme derisinde veya meme başında, özellikle kesinin çevresindeki deri dokusunda kan dolaşımının azalmasına bağlı, beslenme problemleri ve hatta doku ölümü görülebilir.
Özellikle sigara kullananda ve kesilerin gergin kapandığı vakalarda görülebilecek bir komplikasyondur. Uzun süreli pansumanları veya cerrahi müdahaleyi gerektirebilir.
Alerjik reaksiyonlar: Kullanılan pansuman malzemelerine, bantlara ve bazı ilaçlara karşı alerji oluşabilir. Alerji gelişirse ilave tedavi gerekebilir.
Meme ucu ve derisindeki kalıcı duyu kaybı: Ameliyat sonrası ilk dönemlerde meme ucu ve derisindeki duyu değişiklikleri beklenen bir durumdur. Kalıcı duyu kaybı ise son derece nadirdir.
Belirgin ameliyat izleri: Tüm cerrahi işlemlerde az ya da çok bir miktar iz kalır. Kişinin yara iyileşmesinin iyi olması ve dikiş gerginliğin az olması, izin de az olmasını sağlar.
Kişinin kötü nedbeye eğilimli olması ve gergin dikişler ise, daha belirgin izler kalmasına yol açabilir. Bazen izlerin düzeltilmesi için, bir yıldan önce olmamak koşuluyla ilave cerrahi girişimler gerekebilir.
Memelerde asimetri: Meme asimetrisi nadir rastlanan bir durum değildir. Bu ameliyat sonrası asimetri en aza indirilse bile, bazen farklılıklar oluşabilir. Bu farklılığın giderilmesi için ilave bir girişim gerekebilirler.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı sonrası sonuç istenildiği gibi iyi olmayabilir mi?
Evet, böyle bir ihtimal vardır. Deri elastikiyetinin yetersizliği ve ameliyat sonrası önemli kilo değişiklikleri nedeniyle, memede sarkıklık devam edebilir. Bu durumda, belirli bir süre geçtikten sonra, ek cerrahi girişimlere gerek duyulabilir.
Mastopeksi ve göğüs büyütme ameliyatı, gelecekteki hamilelikleri ve emzirmeyi etkiler mi?
Hayır. Göğüs dikleştirme ve büyütme operasyonunda süt kanalları ve meme başı salim bırakıldıklarından, gelecekteki hamilelikleri ve emzirmeyi olumsuz yönde etkilemez.
Sonraki gebelikler, göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatını etkiler mi?
Evet. Sonraki gebelikler esnasında, aşırı kilo alınmasına bağlı meme derisi genişleyecek ve ameliyatla elde edilmiş olan iyi sonuçlar olumsuz etkilenecektir. Bu durumda yeniden bir göğüs dikleştirme ameliyatı yapılması ihtimali akılda tutulmalıdır.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı gebelikten ne kadar zaman sonra yapılabilir?
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı en erken; gebelik sonrası süt vermeyi kestikten 2-3 ay sonra, süt vermemiş ise gebelik bittikten 6 ay sonra yapılabilir.
Göğüs dikleştirme (mastopeksi) ve büyütme ameliyatının sonucu kalıcı mıdır?
Bu ameliyatın sonucu çok uzun süre kalıcıdır, ancak memenin sonsuza dek sıkı ve kalkık kalması ihtimali düşüktür. Sutyen kullanmama, hamilelik, yerçekimi, yaşlanma ve kilo değişiklikleri etkilerini daha sonra da göstermeye devam ederek yeni sarkıklıklara neden olabilir.
Sarkmış göğüste hangi değişiklikler meydana gelir?
Sarkmış göğüse, ‘meme pitozu’ ya da memenin düşmesi denmektedir. Sorun göğüs dokusuna, deriye ya da her ikisine birden ait olabilir. Meme cildinin elastikiyetini kaybetmesine, meme ve yağ dokusunun ve memeyi tutan bağların gevşemesine bağlı olarak, meme şeklinde değişiklikler meydana gelir. Memenin üst bölümünün dolgunluğu azalıp düzleşir. Meme dışa doğru yayılmaya başlar, aşağı doğru sarkar. Adeta içi boş görünümlü sarkık meme ortaya çıkar. Meme başı aşağıya doğru yer değiştirir. Özellikle tam aşağı bakan meme uçları, durumun ağırlığını gösterir.
Göğüsler hangi durumlarda sarkar?
Memenin sarkmasının birçok nedenleri vardır. Bu nedenleri ve etkilerini şöyle sıralayabiliriz:
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatını tercih edenler kimlerdir?
Bu ameliyatı tercih edenleri genellikle; gebelik veya emzirme sonrası memesinde hacim azalması ve yumuşama olmuş; ileri yaş ile meme dokusu kaybolmuş ve buna bağlı sarkmaları olanlar ile, ani ve çok kilo kaybetmiş bayanlar oluşturur.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatını tercih edenlerin ortak şikayetleri nelerdir?
Memede sarkmanın (pitozu) derecelerini nasıl sınıflandırabiliriz?
Yapılacak ameliyatın planlanması için, öncelikle sarkmanın derecesinin tespit edilmesi gerekmektedir. Sarkmamış memede meme başı, meme altı kıvrımı seviyesinin üzerindedir. Bir göğüste sarkma var diyebilmek için, meme başının, meme altı kıvrımının altında bir seviyeye inmesi gerekir.
Meme başının, meme altı kıvrımıyla olan ilişkisine göre, meme düşüklüğü (meme pitozu) şu şekilde sınıflandırılır:
1. derece (hafif) sarkma: Meme başı, meme altı kıvrımı seviyesindedir.
2. derece (orta) sarkma: Meme başı, meme alt kıvrımının 1-3 cm altına kadar inmiştir, ancak halen karşıya bakmaktadır.
3. derece (ileri) sarkma: Meme başı, meme altı kıvrımının 3–4 cm daha aşağısındadır. Meme başı ayaklara bakar pozisyondadır.
Yalancı sarkma (pseudoptozis): Meme başı, meme altı kıvrımının üzerindedir. Ancak meme dokusu gevşek ve sarkıktır.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı kimlere ve ne zaman uygulanır?
Göğüs dikleştirme ve büyütme operasyonu, meme sarkması ve küçülmesi şikayeti olan, 18 yaş ve üzeri her yaş gurubundaki kadına her zaman uygulanabilir. Yakın zamanda hamile kalmayı ya da ciddi miktarda kilo vermeyi planlayan hastalar ise, bu operasyonu plastik cerrahları ile de konuşarak ertelemelidirler.
Küçük ve sarkmış memede, cerrahi tedavi dışında başka bir yöntem var mıdır?
Günümüzde meme sarkmasını ve küçüklüğünü düzeltecek cerrahi tedavi dışında bir yöntem yoktur. Bu ameliyatın yapılmayarak, yerine destekleyici bir sutyen giyilmesi, alternatif uygulama olarak sayılabilir.
Dışarıdan sürülen kremlerin, yapılan masajın veya göğüs kası çalıştırmanın, meme sarkmasına ve büyümesine herhangi bir yararı yoktur. Anatomik olarak göğüs kasının ve meme sarkmasının bir ilgisi de yoktur. Askı ipleri ile memenin asılarak kaldırılması, iz bırakmayan yeni bir yöntem olarak sunulmaktadır. Ancak bu yöntemin etkileri kalıcı olmadığı gibi, çok iyi seçilmiş vakalar dışında güzel sonuç vermez.
Hangi küçük ve sarkmış memede, hangi cerrahi tedavi yöntemi uygulanmalıdır?
Göğüs ameliyatları içinde, planlaması en kompleks ve değişkene bağlı olanı, göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatıdır. Her göğüs tipine ve istenilen son şekle göre birçok ameliyat tekniği vardır.
Genellikle 1.derece meme düşüklüğünde ve yalancı meme düşüklüğünde, deri fazlalığı söz konusu değilse, sadece meme protezi yerleştirilerek aşırı izler bırakmadan meme dikleştirme ve büyütme estetiği yapmak mümkündür.
2.ve 3. derece meme düşüklüğünde, meme dokusunda da ileri derecede hacim kaybı olmuşsa, fazla derinin çıkarıldığı ve meme dokusunun toparlanarak şekillendirildiği meme dikleştirme ameliyatı ile birlikte meme protezi de uygulanmalıdır.
Yeterli hacme sahip olmayan sarkık göğüslerde ne yapmalıyız?
Göğüs dikleştirme ameliyatı, memeyi şekillendirici, sarkıklığı giderici bir girişimdir; memeye hacim kazandırmaz. Yeterli hacme sahip olmayan sarkık memeler için, tek başına meme dikleştirme ameliyatı yeterli olmaz.
Bu gibi olgularda, meme dikleştirme ameliyatına ek olarak, hacim kazandırmaya yönelik meme protezi uygulanır. Böylece memeye hacim ve yeterli dolgunluk da sağlanmış olur.
Meme sarkmasının cerrahi tedavisinde amaç ve yeni görüşler nelerdir?
Meme dikleştirme ameliyatında amaç, meme bezini şekillendirmek, cilt fazlalığını gidermek ve meme başını olması gereken pozisyona getirmektir.
Estetik cerrahinin birçok alanında olduğu gibi meme dikleştirme ameliyatlarında da yeni görüşler ve teknikler uygulanmaktadır. Önceleri meme cildi fazlalıklarının çıkartılıp, meme başının uygun pozisyona getirilmesi yeterli görülüyordu. Meme dokusu ise, yeniden şekillendirilmeden sadece yukarı asılıyordu. Ancak bu teknikle yapılan ameliyatlar sonrası, memedeki problemlerin yeniden oluştuğu görüldü.
Daha sonra, meme cildinde olduğu gibi meme dokusunda da şekillendirme yapılması gerektiği düşünülerek, bu yönde bir teknik geliştirildi. Ancak geliştirilen bu teknikte, meme dokusundaki gevşeme ile meme cildi fazlalığı aynı problemin farklı öğeleri olarak görülemedi. Meme cildi ve dokusu eşit oranda çıkarıldı, birlikte şekillendirmeye çalışıldı. Bu yüzden ameliyat sonunda cilt daha gergin kapatılabildi; çok fazla olmayan sarkmalarda bile L ya da ters T kesileri kullanıldı. Ameliyat sonrası erken dönemde meme şekli güzel gözükse bile, kısa süre sonra memenin yerçekimi etkisiyle aşağıya indiği ve buna bağlı meme başının yukarı döndüğü görüldü.
Günümüzde uygulanan tekniklerde ise, meme dokusundaki sarkma ve meme cildindeki fazlalık; meme sarkması sorununun farklı öğeleri olarak değerlendirilmektedir. Meme cildi gerektiği kadar çıkartılır, meme dokusu meme cildinden ayrılarak yeniden biçimlendirilir. Dışa doğru yayılmış ve meme başı aşağı bakan memede, meme tabanı daraltılıp memenin iç tarafında ve üst yarısında istenildiği gibi bir dolgunluk yaratılır.
Meme dokusu, cildinde bir gerginlik olmaksızın istenildiği gibi şekillendirilir. Meme hacmi büyük ve meme sarkması ileri derecede değilse, sadece meme başı etrafında ve meme başından aşağıya doğru dik bir kesi izi kalır. Uygulanan bu teknikte, ameliyat sonrası elde edilen meme şekli erken dönemde çok iyi görünmez; çünkü meme dokusu şekillendirilirken normalden daha yukarı asılır, meme başı aşağı dönükmüş gibi gözükür. Ama 3-4 ay içinde göğüsler yer çekimi etkisiyle aşağı iner, meme başı olması gereken pozisyonu alır. Bu şekilde elde edilen memenin biçimi uzun bir süre için kalıcıdır.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı öncesi hazırlık nasıl olur, nelere dikkat edilmelidir?
Estetik cerrahınızla, diğer göğüs ameliyatlarında olduğu gibi, neden ameliyat olmak istediğinizi, bu ameliyattan ne beklediğinizi, ameliyatın şeklini ve olası problemleri konuşmalısınız. Sistemik bir hastalığınız, sigara, ilaç alışkanlığınız, ailenizde herhangi bir meme hastalığı veya meme kanseri var ise doktorunuza mutlaka söyleyiniz.
Plastik Cerrahınız sizinle memelerinizin şekli ve büyüklüğünü, cildinizin durumunu, meme başının ve areolanın yeni yerini, ideal meme büyüklüğünüz ve şeklini, hangi ameliyat tekniğinin ve hangi protezin uygulanacağını, ameliyat sonrası kalacak izi, beklentilerinizi, sonucu etkileyebilecek diğer değişkenleri tartışacak ve bu konuda sizi bilgilendirecektir. Ayrıca 40 yaş altı iseniz meme ultrasonografisi, 40 yaş üstü iseniz mamografi ve meme ultrasonografisi isteyecektir.
Göğüs dikleştirme ameliyatında, meme dokusu şekillendirilirken bir flep hazırlanır; yani meme dokusu blok halinde olduğu yerden ayrılıp farklı bir yere taşınır. Bu nedenle sigara içiyorsanız, ameliyat öncesi ve sonrası bırakmanız çok önemlidir. Sigara, dolaşımı zaten hassas olan flep dokusunun kan dolaşımını bozup, doku ölümüne neden olabilir.
Kullanıyorsanız, ameliyattan 10 gün öncesi ve sonrası aspirin, doğum kontrol hapı, E vitamini almayı bırakmalısınız; çünkü bu ilaçlar ameliyat sonrası kanama riskini artırabilir.
Sarkmış ve küçülmüş memenin cerrahi tedavisi ne şekilde yapılır?
Amacı, daha şekilli, daha güzel görünümlü ve vücutla daha orantılı göğüsler kazandırmak olan meme dikleştirme operasyonu, mutlaka bir plastik ve estetik cerrahi uzmanı tarafından, bir hastanede ve ameliyathane ortamında yapılması gereken ciddi bir ameliyattır. Ameliyat öncesi çizim yapılarak, meme başının olması gereken yer, kesilerin yapılacağı yerler işaretlenir.
Operasyon, bir anestezi doktorunun gözetiminde, genel anestezi altında yapılır ve yaklaşık 4-5 saat kadar sürer.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatında hangi teknikler uygulanır?
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatında değişik cerrahi teknikler uygulanır. Memenin büyüklüğü, sarkmanın derecesi, derinin elastikiyeti, arzu edilen sonuç ve cerrahın tercihi, bu tekniklerin belirlenmesinde önemli birer faktördür.
Uygulanan tekniklerle, memeye yeniden şekil vermek, sarkıklığı tamamen giderirken, memeyi aynı anda büyütmek mümkündür.
Uygulanan bu tekniklerle, aşağıdaki sıralanan sonuçlar elde edilmelidir:
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatında, sarkmış ve elastikiyetini yitirmiş deri çıkartılır. Kesiler, alınacak deri alanını çevrelerler. Meme dokusuna yeni şekil ve form vermek için, birtakım toplayıcı ve asıcı dikişler konur.
Şekil verilirken, genellikle boşalmış olan meme üst kadranı doldurulur; koltukaltına yayılmış olan meme daha dar bir alana hapsedilir; meme dokusunun arkasında (meme bezi altı yerleşim) ya da göğüs kasının arkasında (kas altı yerleşim) hazırlanan cebe uygun büyüklük ve biçimde meme protezi yerleştirilir.
Meme başının duyulanmasını ve kanlanmasını sağlayacak pedikül (sap); superior (üst), inferior (alt), lateral (dış), central (merkezi) veya medial (iç) olabilir. Meme başı etrafındaki koyu renkli deri halkasının çapı küçültülür ve meme başı normal pozisyonuna yükseltilir.
Günümüzde en sık kullanılan göğüs dikleştirme ve büyütme tekniği hangisidir?
Göğüs dikleştirme teknikleri çeşitlilik göstermekle birlikte günümüzde en sık uygulanan teknik, “vertikal mammaplasty” denilen ve meme üzerinde lolipop şeklinde bir iz bırakarak yapılan yöntemdir. Bu ameliyat, memenin alttan toplanmasını ve meme başının yukarıya taşınmasını gerektirdiği için, izsiz bir ameliyat değildir.
Ameliyatın bıraktığı izler, meme küçültme ameliyatı ile aynıdır. Teknik olarak her iki ameliyat birbirine çok yakındır. Temeldeki tek fark; birinde meme dokusunun alınarak memenin küçültülmesi, diğerinde sadece sarkıklığın giderilmesidir. Bunun yanında meme dikleştirme ameliyatı, küçültme ameliyatına kıyasla daha rahat ve iyileşme süreci daha hızlı olan bir işlemdir.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı sonrasında iz kalır mı?
Evet. İz bırakmayan göğüs dikleştirme ameliyatı yoktur, daha doğrusu iz bırakmayan bir ameliyat yoktur. Eğer meme sarkıklığını estetik bir problem olarak gören kişi, meme üzerinde kalan izin daha büyük estetik problem olduğunu düşünüyorsa ameliyat olmamalıdır. Çünkü kişi ancak memedeki sarkmadan çok rahatsız ise ve kabul edilebilir bir ize hazır ise, ameliyat sonrası mutlu olacaktır.
Meme dikleştirme ameliyatında şekil izden daha önemli olmalıdır. Oluşturulan yeni meme, fonksiyonu bozulmadan hastanın fiziksel görüntüsü değiştirmeli, olması gereken konik şekilde ve minimal iz ile gerçekleştirilmektedir.
Ameliyat izi meme sarkıklığının derecesine göre değişmektedir. Hafif sarkması olan kişilerde, sadece meme başı etrafında iz bırakacak şekilde yapılan cerrahi girişimler yeterli olabilmektedir.
Meme başı etrafında olan bu kesi izleri çok iyi iyileşmektedir.Sarkıklığın düzeyi biraz arttığında ve ideal diklikte meme isteniyorsa; meme küçültme ameliyatlarında olduğu gibi, meme başı çevresinde ve meme başından aşağı doğru uzanan 4-5 cm uzunluğunda dikey bir kesi izi oluşacaktır.
İleri sarkması olan vakalarda ise, meme altı kıvrımında da kesi olacağından, “ters T” şeklinde bir iz oluşacaktır. Oluşacak tüm bu izler sutyen içinde kalan izlerdir.
Bu izler, ilk aylarda daha belirgin, kabarık ve kırmızımsı renkte olmakla birlikte aylar içinde yumuşayacak, renkleri beyazlaşacak ve çok daha az görünür hale gelecektir. Hatta bazen soluk beyaz çizgiler şeklinde tamamen solacaktır.
Ancak yine de izlerin belirginliği kişinin yaşına, genetik yapısına ve cildinin yapısal özelliklerine göre değişebilir. Bu izler çok rahatsız ederse, izlerin daha belirsiz olmasını sağlayacak ilave işlemler uygulanabilir.
Meme hem sarkık, hem de içi ileri derecede boşalmışsa ne yapılmalıdır?
Bazen hamilelik, emzirme veya aşırı kilo verme sonrası, memeler hem sarkar, hem de içi tamamen boşalır. Sadece göğüs dikleştirme ameliyatı (mastopeksi) istenilen sonucu sağlamayabilir, göğsün dolgun görünüme ulaşmasına tek başına yeterli olmayabilir.
Böyle bir durumda meme dikleştirme ameliyatı ile aynı seansta veya en az 6 ay sonra; meme dokusunun arkasında (meme bezi altı yerleşim) ya da göğüs kasının arkasında (kas altı yerleşim) hazırlanan cebe yeterli büyüklükte meme protezi yerleştirilir.
Meme protezi hem memenin dikliği ve gerginliğini arttıracak, hem de meme üst bölgesinde kalıcı bir dolgunluk oluşturacaktır. Meme protezi aynı seansta konulacak ise, protezin çok hacimli olmamasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde, protezin yer çekimine bağlı olarak dikiş hatlarına baskısı yüzünden yara açılmaları görülebilir.
Sadece meme protezi ile meme sarkıklığı giderilebilir mi?
Evet. Meme sarkıklığı çok fazla değilse ve biraz da büyümesi isteniyorsa, meme protezi uygulamasıyla çok iz bırakmadan dikleştirme sağlanabilir.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı sonrası sizi neler bekler?
Ameliyat sonrası genellikle rahat geçer. Ağrı genellikle büyük bir sorun yaratmaz. İlk birkaç gün, özellikle hareket ettiğinizde ve öksürdüğünüzde biraz ağrı hissedebilirsiniz. Bu ağrılar, kas gevşetici ve ağrı kesici ilaçlarla her geçen gün hafifleyecektir. Kol hareketlerini kısıtlamak da ağrınızı azaltır, iyileşmeyi olumlu yönde etkiler.
Memeler üzerine sutyene benzer bir sargı vardır. Ayrıca, meme içinde birikebilecek kan ve sıvıları dışarı almak üzere her iki meme yanlarında ince birer tüp (dren) yerleştirilmiştir. Bu drenler 4. günde alınır. Ameliyat sonrası ilk 3 gün, yarı oturur pozisyonda istirahat etmeniz iyileşmenizi hızlandırır.
Pansuman 5 gün sonra açılarak yara kontrol edilir. Dikişlerin çoğu eriyen dikişlerdir, alınması gerekmez. Erimeyen dikişler var ise, bu dikişler 10-12 gün sonra alınır. Dikiş alınmış bölgelerin 6 ay direkt güneşe maruz kalmaması gerekir.
Erken dönemde morluk ve şişlik olabilir. Morluk 7-10 gün, şişlik 2-3 hafta içinde kendiliğinden kaybolurlar. Bu dönemde gördüğünüz ilk adet sırasında, memeleriniz şişip ağrı yapabilir.
Ameliyat sonrası 8 hafta özel bir toparlayıcı sutyen (sporcu sutyeni) kullanmanız gereklidir.
Ameliyat sonrası dönemde gelişen doku ödemi nedeniyle, meme başı ve meme derisinde bir miktar his kaybı oluşabilir. Bu durum genellikle 6 hafta içinde kaybolur, bazen 1 yıl veya daha uzun sürebilir; kalıcı olması nadirdir.
Cerrahi işleme bağlı şişliklerin tamamen geçerek göğüslerin son şeklini alması 3 ay gibi bir zaman alır.
Normal hayatınıza ne zaman dönebileceksiniz?
6-7 gün sonra normal hayatınıza dönebilirsiniz. 3. haftada hafif yürüyüşlere, 8. haftada jogging ve pilatese, 10. haftada tüm spor ve diğer tüm aktivitelere başlayabilirsiniz.
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı sonrası karşılaşılabilecek muhtemel sorunlar nelerdir?
Göğüs dikleştirme ve büyütme ameliyatı sonrası erken dönemde: kanama, enfeksiyon, yağ nekrozu, yara iyileşmesinde gecikme ve yara ayrışması, doku kanlanmasının azalması ve doku ölümü, meme ucu ve derisinde kalıcı duyu kaybı, allerjik reaksiyonlar; geç dönemde ise: ameliyat izinde belirginlik, memelerde asimetri gibi problemler ortaya çıkabilir.
Ameliyata özel bu sorunlarından kaçınmak için, estetik cerrahınız gerekli tüm önlemleri alacaktır. Ancak alınan tüm tedbirlere rağmen bu komplikasyonlar ve tüm ameliyatlarda görülebilecek, genel ve lokal anesteziye ait sorunlar nadiren de olsa gelişebilir. Şeker, yüksek tansiyon, kalp v.b. sistemik hastalıklar, komplikasyon riskini artıran faktörlerdendir.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Sıklıkla talep gören uygulamalarımız ve ameliyatlarımız